Zeytin Dalı Harekâtı, şimdilik öngörüldüğü şekilde başarıyla
gidiyor. Kritik noktaya Afrin’de meskûn mahallin kapısına
gelindiğinde varılacak. TSK sivillerle dolu olan Afrin’e girecek
mi? Girerse operasyon aynı başarılı seyrini bozmadan sürdürebilecek
mi? Sivil halkın, çatışmadan zarar görmesi nasıl, ne dereceye kadar
engellenebilecek? Ya da TSK çevrede konuşlanarak kente girmeden,
PYD-YPG’yi temizleme yolunu mu tutacak?
Bütün bunlar yanıt bekleyen sorular.
Operasyonun başlangıcından beri açık olan tek husus, kamuoyu ile
siyasi partilerin çoğunluğunun harekâtı desteklediğidir.
Desteğini sürekli yineleyen ana muhalefet lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, milli bir operasyon olduğunu belirttiği
Zeytin Dalı Harekâtı’nın siyasi tartışmalara konu olmasından
duyduğu rahatsızlığı dile getirse de polemiği engelleyemiyor.
Savaşın bir toplumda bu kadar destek bulmasının iyi mi yoksa kötü
mü olduğu tartışmasına girmeden şu hususu belirtmekle yetinelim:
Kamuoyunun büyük desteği savaşın hedeflerinin PKK ve PYD - YPG ile
sınırlı tutulması ve Türkiye’nin bekası açısından zorunlu olduğu
konusunda toplumda bir görüş birliği oluşmasından doğmaktadır.
*** Uluslararası
alanda, TSK’nin operasyonuna şimdilik fazla karşı çıkılamamasının
nedeni de yine aynı husus ve onun yanı sıra Ankara’nın Suriye’nin
toprak bütünlüğünü korumaya özen göstereceği açıklamasıdır.
Ama burada çok açık olmayan bazı noktalar var:
Kılıçdaroğlu’nun Esad ile görüşme önerisini
öfkeyle reddeden ve Suriye’nin resmi devlet başkanını katil olarak
niteleyenler Suriye’nin toprak bütünlüğüne nasıl saygı
gösterecektir?
Öte yandan Zeytin Dalı operasyonunu TSK ile birlikte yürütmekte
olan ÖSO etiketi altında, daha önce Suriye’de devlete karşı
ayaklanmış ve çatışmış şeriatçı, terörist kimi güçlerin varlığı ile
harekâtın Suriye’nin, bugünkü...