Hikâye bu ya, içeri tıkılmışlardan adamın
biri dayamış yüzünü parmaklıklı hapishane penceresine, bir yudum
dışarı havası solumaya çalışıyor.
O sırada yoldan geçmekte olan biri bu yürek
yakan sahneyi görüp seslenmiş:
- Orada kaç
kişisiniz?
- Sen onu bırak da demiş içerideki, siz orada
kaç kişisiniz?
Öykü, Türkiye veya benzeri yaşamın herkes için
büyük bir gözaltına dönüştüğü ülkeleri ne güzel
yansıtıyor.
Günümüzde, Türkiye gibi, insanların içerideki
gözaltındakiler ve dışardaki gözaltındakiler diye ikiye ayrıldığı
daha kaç ülke kaldı bilmiyorum.
Ama bilin ki bütün bu kategoride kalanlar, aynı
zamanda çağın nal toplayanları ülkeler grubunu da
oluşturmaktadırlar.
Son yıllarda özgürlüklerimiz sürekli
kısıtlanıyor, iktidarın tasallutundan masun yaşam sahalarımız
küçülüyor.
Artık beşikten mezara, yaşamımızın her alanında
iktidara egemen olan zihniyete uygun davranmak
zorundayız.
Siyaset yaşamında muktedirin düşünceleri
doğrultusunda hareket etmek, siyasi hak ve özgürlüklerinden
vazgeçmek yetmiyor, özel yaşamında da aynı doğrultuda davranmak
gerekiyor.
Toplumda yaygınlaştırılmak istenen ideal
vatandaş modeli, yaz sıcağında kana kana su içtikten sonra,
şükranlarını “yarabbi
şükür iktidar” diyerek dile
getirmeyi unutmayan kuldur.
***
Bırakın bireyi, artık vatandaşlıktan bile
aşağı kayıp, kul düzeyine itilmiş kişinin kulluğun koşullarına
uygun davranıp davranmadığının iktidar tarafından bilinmesi için
devamlı kontrolünü sağlayacak mekanizmalar
geliştiriliyor.
Şu günlerde bu alanda yeni bir adım daha atıldı
ve İstanbul’da ita ksi uygulaması başlatıldı. Şu anda İstanbul
trafiğinde, ita ksi yazılımı ile donatılmış ilk arabalar dolaşıma
çıktı bile.