“Türkiye’nin, her şeyi önüne katıp sürükleyecek iç çatışma
ortamının eşiğinde olduğunu söylemek tek başına yetmez,
aynı zamanda çıkış yolunu da göstermek gerek” diyenlere
cevabım “el insaf! Çıkış yolunu yıllardır, bıkıp
usanmadan söylüyoruz ya!” olacaktır.
Haydi bir kez daha söyleyelim:
İç çatışmadan kurtulmanın çaresi, laik devlettir.
Bu dün de öyleydi, bugün de öyledir, yarın da öyle
olacaktır.
“Biz de laiklikten yanayız ama...” diye
kıvırtmayan “amasız” gerçek laik devlet yönetimidir
kurtuluş yolu.
Cumhuriyet’in temel niteliklerinin başında laikliğin yer
alması “Kuvvacı”ların keyfi bir kararının değil, laikliğin
etnik, inançsal, mezhepsel mozaik meşheri bir bölgede yer alan,
Türkiye’de demokrasinin ve barış içinde birlikte yaşamanın zorunlu
öğesi olmasının sonucudur.
Laiklik bütün demokrasilerin de onsuz olmazıdır.
Türkiye’nin, iyi kötü, yarım yamalak demokrasiyi uygulaması ve
yıllar yılı Ortadoğu ülkelerine fark atarak, toplumsal barış içinde
yaşayabilmesi de bu sayede olmuştur.
Ama kast ettiğim, sözde laiklik değil, özde sapına kadar gerçek
laikliktir.