28 Mart günkü “Düşman ve altın
vuruş” yazımda Emre Kongar’ın
hepimizi, “demokrasi için direnmeye” çağıran
manifestosundan bir alıntı yapmıştım. Emre Hoca “Kırmızı
Kedi” tarafından yayımlanmış, manifestosunun 20. sayfasında
şunları söylüyordu:
“Her uluslaşma sürecinde ve her ulusal eylemde ‘ortak
düşman’ kavramı ‘olmazsa olmaz’ sosyal psikolojik ve
siyasal koşuldur. Eylemin gücü ve dolayısıyla ‘düşman’a karşı
alınacak önlemlerin şiddeti doğru orantılıdır.
Almanya’da (Naziler döneminde) Yahudiler bu hedefe
oturtulmuşlardır.”
Bu alıntının ardından faşist ve ırkçı yönetimlerde düşman
kavramının yerini ve bu kavramın söz konusu rejimlerin sonunu
hazırladığını anlatmaya çalışmıştım.
Bir dostum bu yazı üzerine şu soruyu sordu:
-Cumhuriyet projesi de bir uluslaşma süreci olduğuna göre, onun
düşmanı kim ya da kimlerdi?
Soru mantıklıydı, üstelik kimilerince yanlış anlaşılmış,
saptırılmış Kemalist ulus kavramı ve toplumda yerleşmiş, yanlış
algılar yüzünden de mutlaka giderilmesi gereken bir yanılgıya da
parmak basmaktaydı.
Gerçekten, Cumhuriyet, uluslaşma projesi olduğundan zaman zaman
kimilerince, haksız yere ırkçılıkla, şovenizmle suçlanmıştır.
***
Oysa Cumhuriyet’in temelini oluşturan ulus kavramının, ırk, dil
ve din birliği üzerine bina edilmiş, objektivist, ırkçı ulusçulukla
bir ilgisi yoktur. Kendi ulusunu ve onun temeli olan ırkını başka
uluslardan üstün görmeye eğilimli olan ve o duygudan beslenen
objektivist, ırk temeline dayalı olan ulusçuluktur.
Cumhuriyet’in ulusçuluğu ise, bir arada yaşama ve ortak bir hedefe
birlikte yönelme iradesi üzerine bina edilmiş, şovenizm tuzağı
karşısında uyanık, sübjektivist ulusçuluktur.
Bu iki ulus kavramının birbirlerine karıştırılması, haksız
ithamların kaynağını oluşturmuştur.
Doğrusu, siyaset sahnesinde “Milliyetçi Cephe” olarak
somutlaşmış Türk İslam sentezci tutucu milliyetçilerin ve de
ümmetçi akımların yaklaşım ve uygulamaları da bu suçlamaların
haklıymış gibi algılanmalarına yol açmıştır.
Ama, bunların Cumhuriyet’in temelini oluşturan ulus projesiyle bir
ilgisi yoktur.
“Düşman”a gelince: