Zaman zaman, olguyu mu yoksa algıyı mı
yansıttığı konusunda tereddüde düştüğüm iktidarın yakını
Abdülkadir Selvi, pazartesi günkü Hürriyet’teki
yazısında Yunanistan’a kaçmak üzere Rodos’ta bulunan FETÖ’cülerin
yeni darbe tarihini konuştuklarını ileri sürmekteydi.
-15 Haziran’a kadar ne olacağını göreceğiz. Bu
sefer çok kan akacak.
Yukarıdaki sözler Selvi’nin ifadesine göre, bir
FETÖ’cü tarafından sarf edilmiş.
İddia iktidar canibinden haber alma olanağı
olan biri tarafından da ileri sürülünce, ciddi olarak üzerinde
durmak gerekiyor.
İddia edildiği gibi, bu yakınlarda bir darbe
olasılığı var mı?
Soruyu yanıtlarken şu hususu göz önünde
bulundurmalıyız:
Türkiye’de darbelerin kokusu, kendisinden önce
çevreye yayılır.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül’de hep silahlı
müdahalenin öncesinde kesif bir darbe kokusu çevreyi
sarmıştı.
Şu anda ise havada bir darbe kokusu yok. 15
Temmuz 2016 fiyaskosundan sonra böyle bir işe soyunacak yeterli
sayıda meczubun bir araya gelmesi de mümkün görünmüyor.
Öyle görünüyor ki Selvi’nin yazısı, gerçek bir
tehlikeyi değil de iktidar çevrelerindeki darbe algısını
yansıtmaktadır.
***
Olaya başka türlü yaklaşıp, “Ne
diyorsun arkadaş? Darbe çoktan olmuş, sendaha
hâlâ ‘olur mu’ diye soruyorsun!” demek
mümkün.
Ama unutmayalım ki gerçekleşmiş olan darbe
sivil darbedir ve bir süreden beri Türkiye’de sivil darbe artık
darbeden sayılmamaktadır.
15 Temmuz askeri darbe girişimiyle ilgili
olarak da rahatlıkla şu söylenebilir:
Darbe önlendi diyorlar, oysa gerçekleşseydi ne
olacak idiyse, zaten yine de olduğuna göre, önlenmiş olsa ne olur
olmasa ne olur?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
“kontrollü darbe” nitelemesini de bu olgunun
ışığında irdelemek gerekir.
İktidar çevrelerindeki “darbe
korkusu”nu iki açıdan ele almak mümkündür:
- Darbe tehdidi var bahanesiyle, iktidar
muhaliflerini sindirecek, baskı altında tutacak, tasfiye edecek her
türlü girişim için kendini serbest görmekte, bu şekilde OHAL’in de
katkısıyla artık zulüm meydanına dönüşmüş siyaset arenasında
dilediğince at koşturmaktadır.
- İlkinin yanında ikinci bir olasılık da,
iktidarın bir yandan darbe korkusunu alabildiğince sömürürken,
kendisinin de FETÖ’cü darbe tehdidinden gerçekten korkuyor
olmasıdır.