Cuma, bu köşede, son günlerde yeniden alevlenen darbe tartışmalarına, bu çerçeve içinde askeri ve sivil darbelere değinmiş, bizde sivil darbecilerin niyetlerini gizlemek için askeri darbe korkusunu alabildiğine kışkırtıp kendi sivil darbelerini çaktırmadan hayata geçirdiklerini anlatmaya çalışmıştık. Siyasi iktidarı devirmek için güç kullanmak olan cebir şiddet unsurunun tank, top, tüfek, kolordu ordu değil de şu ya bu şekilde, ele geçirilmiş devlet erkinin kullanılmasıyla, “manevi cebir” olarak, tezahür ettiği sivil darbelerin en tehlikeli tür olduğunu Hitler örneğini de vererek anlatmaya çalışmış, tam Cumhuriyet tarihinin darbeler döneminin başlangıcı olarak gösterilen “27 Mayıs”a geldiğimizde yer darlığından durmuştuk.
Bugün kaldığığmız yerden konuyu irdelemeye, Emre Kongar’ın başlığı bile çok kez dile getirilmiş bir gerçeği en isabetli şekilde özetleyen, 8 Ocak tarihli yazısıyla devam edelim.