Yıllar önce Melih Aşık, hep
ilgi görmüş “Açık Pencere” köşesi için Karadeniz
Bölgesi’ne İstanbul ve Ankara’dan, hem öğretim yılının başlamasını
haberleştirecek, hem de gitmişken bu arada yeni fıkralar çıkmışsa
derleyecek muhabirler göndermişti.
Olayın en ilginci Karadenizlinin keskin
zekâsını en güzel yansıtanı ise tesadüfen son güne kalmıştı. Dönmek
üzere olan muhabir arkadaşlar, her halinden okula yeni başlamış
olduğu anlaşılan bir çocukla karşılaştıklarında
sormuşlar:
- Okula mı gidiyorsun?
Minik Temel’in yanıtı müthiş olmuş:
- Gitmiyorum, gönderiliyorum.
CHP Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, adaleti aramak üzere sokağa
indi yürüyor.
Kılıçdaroğlu sokağa inmedi, sokağa inmeye
mecbur bırakıldı, adeta zorla itildi.
Reis rejimi Adalet Yürüyüşü’nü kaçınılmaz kılan
bütün öğeleri bir araya getirip diğer bütün çıkış ve hak arayış
kapılarını kapatıp bütün demokratik denetim mekanizmalarını kadük
hale getirerek, yürüyüşün baş hazırlayıcısı oldu.
Kılıçdaroğlu’na kalan tek şey, demokratik
direnme hakkını kullanma iradesiyle yollara düşmekti. Başka türlü
davranmasına da zaten imkân yoktu.
***