Başbakan Binali Yıldırım 16 Nisan
referandumunda “evet” çıkması halinde terörün biteceğini
ileri sürüyor. Bakalım ne diyor Başbakan:
- Tünelin ucunda ışık göründü. Terör artık can çekişiyor. 16
Nisan’dan sonra, söz veriyorum, bitecek.
Referandumda “evet” çıkmasıyla terörün bitmesi arasında
bir bağlantı, mevcut iktidarın, terör ile mücadelede azimli
olmasına karşın, yasaların kendisine tanıdığı yetkilerin
sınırlılığı dolayısıyla, elinin kolunun bağlı olması halinde
kurulabilirdi ki bugün böyle bir şey söz konusu değildir.
Herkesin, gerçek mahiyetinden, her geçen gün biraz daha fazla
kuşkuya düştüğü, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen
OHAL ve KHK uygulamalarıyla, siyasi iktidar, zaten kendisine sıkı
sıkıya bağlı olan, yasama ve yargıyı atlayarak, her istediğinin
üzerine yürümesini sağlayacak yetkileri bulmuştur.
***
İşbaşında olan ve OHAL ile KHK uygulamalarıyla, şimdiye dek
görülmemiş yetkiler kullanan iktidarın terör, daha doğrusu terörü
bahane eden gerekçelerle yaptığı tasfiyeler, 12 Eylül döneminin 20
(yazıyla yirmi) katına varmış olduğuna göre, kimse iktidarın
gücünün azlığından şikâyet etmekte haklı olamaz.
Durum böyle olunca, ister istemez 16 Nisan’da evet çıkması halinde
terörün duracağı iddiaları 12 Eylül
döneminde Kenan Evren’in
yarattığı kuşku dolu soru işaretlerini getirmektedir akla. Kenan
Evren ve yardakçıları 12 Eylül günü iktidara el koydukları zaman,
terör bıçakla kesilmişçesine birden bitmişti. Bu durumu Kenan
Bey’in, 12 Eylül ile daha önce sahip olmadığı yetkilerle donatılmış
olmasına bağlamak da mümkün değildi. 12 Eylül’den önce de Kenan Bey
sıkıyönetim yoluyla, ihtiyaç duyduğunu söylediği bütün yetkilere
sahip olduğuna göre, neyin değiştiği sorusu kendiliğinden ortaya
çıkmaktaydı.
Sakın değişen tek şey istediği yetkilere zaten sahip olan Kenan
Bey’in, darbeden sonra, darbeden önce göstermediği olayları sona
erdirmek iradesini göstermesi olmasındı?
Bu sorunun bugün gündeme gelmesinde de pek yadırganacak bir yön
olmasa gerek.
***
Son zamanlarda terör ile mücadele kapsamı içinde ele alınan FETÖ ile mücadele konusunda, gittikçe daha genişleyen bir kesimde, örgütün kimi kumpaslarının gerçekleştirilmesinde başrol oynayan kişilerin korundukları konusunda bir kanaat oluştuğu gözlemlenmektedir.