Yerel seçimler ve beka tartışması bitmek bilmiyor.
Demokrasilerde, yerel bir seçimin beka sorununa dönüşmesi görülmüş
değildir.
Bu durumda CHP’li Muharrem
İnce’nin, 31 Mart seçimlerinde beka sorunu
görenlerin zekâ sorunu olduğu yönündeki çıkışı ilk bakışta haklı
gibi görünebilir.
Hemen uzatmadan söyleyeyim ki, ilke olarak, Muharrem İnce’ye
katılmakla birlikte, özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, 31
Mart yerel seçimlerinin Türkiye için beka sorunu olduğunu ben de
düşünmekteyim.
Her şeyden önce, otoriter-totaliter tek adam rejimlerinde her
seçim, egemenin onaylanması amacına yönelik bir plebisittir. Bu
durumda yerel seçim-genel seçim ayrımının önemi kalmamaktadır.
Adaylar ister milletvekilleri olsun, ister belediye başkanları veya
muhtarlar, aslında oylanan “muktedir”dir, yoksa hepsi de onun emir
eri mesabesindeki adaylar değil.
*** Durum böyle olunca, 31 Mart
yerel seçimlerinde oylanacak olan yerel yönetimler değil, ama bir
kez daha gene Reis’tir.
AKP’lilerin bu seçimleri genel başkanları ve varlık nedenleri
Tayyip Bey’in şahsıyla ilgilendirmelerinin en
çarpıcı örneği, bu partinin Afşin Belediye Başkanı Fatih
Güven’in şu sözleridir:
- Cumhur İttifakı olarak, Türkiye genelinde yüzde 52’nin altına
düşersek tahmin ediyorum ki bizi darağacına çekip kazığa
oturtacaklar.
Bir belediye başkanının yerel seçime böyle yaklaşmasının toplum
açısından tehlikeli olduğunun altını bir kez daha çizmeye bilmem
gerek var mı?
Böyle bir yaklaşım sahibinin seçimleri ne pahasına olursa olsun
mutlaka kazanmak için...