Özgür Mumcu’nun “Barış
Makinesi” ile Melih Gökçek’in deprem
makinesinin, her ikisinin de ortaya çıkışı miladın 2016’ıncı yılına
rastlıyor. Özgür’ün ilk romanı “Barış Makinesi” zekânın, acı
mizahın, düş gücünün bir araya gelip, bir türlü rahat durmadıkları,
fantastik, harikulade bir dünyaya götürüyor insanı, herkese salık
veririm.
Melih Gökçek’in deprem makinesi, yolsuzluk, adam kayırma, rüşvet,
kandırma kokan, bir zamanlar sorumluluğu cinlere yüklerken,
şimdi Fethullah destekçiliğini ve diğer
cümle tüm kötülükleri ABD’li hinlerin sırtına vuran bir kurnazlık
abidesi. Bir zamanlar Gülen’in peşinden ayrılmayan, onunla
içtikleri su bile ayrı gitmeyen, Ankara Belediyesi’nin bütün
imkânlarını Fethullah Hocaefendi’ye sunan Melih Gökçek, 14 Ağustos
günü, ABD’nin FETÖ’ye destek vermek üzere büyük bir Marmara depremi
çıkaracağını iddia etti. Melih Gökçek’e göre ABD’nin bunu yapacak
gücü, yani deprem makinesi var.
Melih Gökçek bu, söylüyor, artık yersen!
Artık Gülen ile ilgili olarak söylenenler, açıklamalar iç
bulandırıcı hale gelmişken, Melih Gökçek deprem iddiasıyla, buna
yeni boyut kattı.
Son zamanlarda Gülen ile ilgili açıklamaları izlerken şöyle bir
izlenim ediniyor insan. Ülkemiz hepsi melek gibi pirüpak
insanlardan oluşuyor, bir de bir şeytan var: Fethullah Gülen. Bir
zamanlar onunla birlikte hareket etmiş olanların hepsi masum, bir
tek o şeytan ve bütün kötülükler, ondan sadır oluyor, bir zamanlar
çevresinde pervane gibi dolananlar, hep kandırılmış, saf masum
kişiler.
***
Bir zamanlar, Fethullah ile birlikte hareket etmiş, onunla
işbirliği yapmış olanlar, şimdi ondan hesap sormaya
hazırlanıyorlar.
Ama Fethullah’tan hesap sormak netameli iş, çünkü hesap soranların
da yapılanlarda sorumlulukları var. Onun için, hesap verme zorunda
olmadan hesap soracak bir yöntem bulmalı.