İslamcı akımların her türlüsü ile işbirliği, onları dilediğince
kullanma girişimi, ABD’nin hep denediği bir yöntem. İslam
ülkelerini hoyratça istikrarsızlaştırmak, hatta kaosun pençesine
atmak da Sam Amca’nın sıkça başvurduğu bir yol.
Bu gerçeklerin ışığında söyleyebiliriz ki, İslam dünyasının ve de
Ortadoğu’nun bugün içinde yüzdüğü durumda ve karşı karşıya
bulunduğu sorunlarda, her zaman ABD’nin dahli vardır.
Radikal İslam ve onun terörist girişimlerinden yakınan, ona karşı
barışı ve demokrasinin savunuculuğu kampının liderliğini
üstlendiğini ileri süren ABD’nin Radikal İslamın bugünkü
teröründeki sorumluluk payını görmemek de mümkün değil. Bugün
sahnede olan, herkesin terörist eylemlerinden şikâyetçi olduğu ve
bir zamanlar ardında ABD’nin bulunmadığı bir tek radikal İslamcı
örgüt gösteremezsiniz.
Bütün radikal İslamcı örgütlerin oluşumunda bir zamanlar, onu kendi
çıkarları için kullanmayı hesaplamış, ABD parmağı vardır. Kendi
oluşturduğu örgütlerin kendisine karşı dönüp vurmaya başlaması,
ABD’nin, radikal İslama karşı “ılımlı İslam”düşüncesini
desteklemesi ve geliştirmesine yol açmıştır.
***
Oluşmasında ABD’nin de katkısının olduğu “ılımlı
İslam” modellerinin 21. yüzyıldaki en ünlü
örneği, Tayyip Erdoğan liderliğindeki
AKP hareketidir.
AKP, kuruluşundan itibaren bütün Batı dünyasında el üstünde
tutulmuş, kuruluş yıllarında henüz umutları boşa çıkarmamış olduğu
sırada da hızlı evrensel bir model olmuştur.