Son günlerde, Strasbourg’da, Brüksel’de Bonn’da, Ankara’da,
Washington’da Halep, Şam ve Bağdat’ta meydana gelen, birbirlerini
tamamlayan gelişmeler, bir dönemin sonunu ilan etmekte.
Kapanan dönem AKP’nin 2001’de kurulup, 2002’de iktidara gelmesiyle
başlayan ve bir zamanlar, herkese örnek
gösterilen, Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinde
simgeleşen “ılımlı İslam” modelidir.
“Ilımlı İslam” yazılıp uyumlu İslam olarak okunan, modelin ne
olduğunu kısaca anımsayalım:
Model referans olarak İslamı kullanan, AKP ve lideri Tayyip
Erdoğan’ın İslamı, a) Kapitalizmin kurum ve kurallarıyla, b) AB’nin
ve tüm Batı’nın çıkar ve kavramlarıyla, c) ABD’nin başta
genişletilmiş Ortadoğu olmak üzere evrensel plan ve politikalarıyla
uzlaştırarak, “uyumlu” hale sokma girişimiydi.
Modelin yürümesi için dışarıda söz konusu merkezlerle iyi bir
politik eşgüdüm içinde olmak, içeride, gelişmiş çoğulcu bir modele
kadar gitmese de, belli başlı temel hak ve özgürlüklere bir ölçüde
saygılı, demokrasi çağrışımlı, çok partili rejimi aksatmadan
yürütmek, geniş kitleleri inletmeyecek bir ekonomiyi sürdürmek
gerekiyordu.
***
ABD’nin önderliğinde dizayn edilip yaşama geçirilen model
başlangıçta, 1 Mart tezkeresi fiyaskosu gibi yol kazalarına karşın
başarıyla yürümüş, diğer İslam ülkelerine de tavsiye edilen
evrensel bir proje haline gelmiş, simgesi ve önderi Tayyip Erdoğan
da büyük itibara sahip karizmatik örnek devlet adamı olarak
gösterilmiş, Avrupa ile Ankara arasında, aldatıcı da olsa
yakınlaşma rüzgârları esmeye başlamıştı.
Uluslararası konjonktürün de yardımıyla yüksek faiz düşük kur
politikası, inşaat sektörünün öncülüğünde, özelleştirmeleri de
alabildiğine körükleyen ekonomik modelin de uzun erimli olmamakla
birlikte sağladığı başarıyla, içeride de işler yolunda gidiyor gibi
görünüyordu.
Ama zamanla, örnek lider olarak gösterilen Tayyip Bey’in
yönelişleri değişmeye başladı ve politikasının gerçek niteliği
konusunda, hâlâ uyanmamış olanlar bile kendi kendilerine
sordular:
- Yoksa gizli bir gündemi mi var?
Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP’nin kuruluşunun 15. yılında
ılımlı, yani uyumlu İslam modeli tümüyle iflas bayrağını çekmiş
durumdadır.
AKP’nin kuruluşunun 15. yılında, Erdoğan politikaları, a)
Kapitalizmin kural ve kurumlarıyla, b) Başta AB olmak üzere NATO
dahil Batı’nın bütün kuruluşları ve bunların ilkeleriyle, c)
Özellikle Trump, ABD’sinin başta
Ortadoğu olmak üzere bütün plan ve projeleriyle mutlak bir
uyumsuzluk içindedir.
İçeride, bir zamanlar şaşkın solcular ile liboşluk virüsüne
bulaşmış olanların da “yetmez ama evet!” sloganıyla
destekleyip kutsadıkları Tayyip Bey, Cumhuriyet tarihinin en büyük
baskı rejiminin uygulayıcısı olmuş, ekonomik gelişme de çok
tehlikeli tıkanma sinyalleri vermeye başlamıştır.
***