İngiltere olarak adlandırdığımız Birleşik Krallık, bugün sandık
başına gidiyor. Ülke Avrupa Birliği’nde kalsın mı, yoksa ayrılsın
mı, halk karar verecek.
Başbakan David Cameron İngiltere’nin
AB’de kalıp kalmaması konusunda son sözü seçmenin söylemesi için
halkoylamasına gidilmesine karar vermiş, kendisi de AB’den yana
kampanya yapmıştı.
Bugünkü oylamada, sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın, çekişme başa
baş geçecek, fark da az olacak gibi görünüyor. Öngörüler son
dönemece kadar ayrılma yandaşlarının önde olduğu yönündeydi. Son
halkoylaması sırasında, İngiltere’de olabileceğini kimsenin tahmin
edemeyeceği bir şey oldu, kan döküldü. Genç
milletvekili Jeo Coox saldırıda can
verdi.
Birlikten ayrılma yanlılarının az farklı üstünlüklerini, birlikte
kalma yanlılarına kaptırmaları da bu olay sonrasında
oldu.
Pragmatik (faydacı) davranışlarıyla tanınan, soğukkanlı İngilizler,
son halkoylaması sırasında, duygusal tavırları, yersiz korkuların
esiri tepkileriyle herkesi şaşırttılar, akıl ve sağduyu yerini
korkulara, evhama bıraktı.
***
Bunların başında Türkiye korkusu geliyor. AB’den ayrılmaktan
yana olanlar, savlarını Türkiye’nin birliğe üye olarak,
İngilizlerin yaşam tarzını ve demokrasilerini tehdit edeceği
varsayımına dayandırıyorlar. Başbakan Cameron birlikte kalma
yönünde karar çıkmasını sağlamak amacıyla kaç kez seçmene şu
güvenceyi verme zorunluluğunu duydu:
- Görünür bir gelecekte Türkiye’nin AB’ye üye olması ihtimali
yoktur, Türklerden korkmayın!
Kamuoyu Türk korkusu etkisi altında olan tek ülke İngiltere değil,
Avrupa ülkelerinin halklarının çoğunluğu Türkiye’den korkuyor,
Türkiye’yi küçümsüyor, hor görüyor ve kesinlikle kendi birliği
içinde görmek istemiyor.
Türkiye’yi bu hale düşürenler utansın!
Sahi onlar kimler dersiniz?