7 Şubat 2017 tarih ve 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile,
330’u üniversitelerden olmak üzere 4464 kişi kamu görevinden
çıkarıldı.
AKP iktidarının OHAL süresince devlet kadrolarından yaptığı
tasfiyeler, FETÖ’cü sızmaların önünü açmış olan askeri dönemlerdeki
tasfiyelerin yirmi (evet rakamla 20!) katına ulaşmış
durumda.
Kanunlar ve anayasanın getirdiği güvenceler, OHAL KHK’leri ile
bypass edilerek tüm hak ve özgürlükler çiğnenmektedir.
Bu durumun oluşmasında Anayasa Mahkemesi’nin birinci derecede rolü
var.
Gerçekten AYM, CHP’nin KHK’ler ile ilgili başvurusu üzerine verdiği
kararda, “olağanüstü hallerde çıkarılan, kanun hükmünde
kararnamelerin şekil ve esas bakımından anayasaya aykırılığı
iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz” diyen
anayasanın 148. maddesi hükmünü ileri sürerek, KHK’leri denetleme
konusunda yetkisiz olduğunu belirtmiştir. Oysa, AYM daha önceki
içtihadında, KHK’lerin OHAL’i gerektiren konularla ilgili olup
olmadığını denetleme yetkisinin olduğu yönünde karar
vermişti.
Mehmet Yılmaz dün Hürriyet’teki köşesinde son
KHK’nin başlıklarından birini şöyle naklediyordu: “Yolcu ve
eşya taşımalarında kullanılan araçların kış lastiği
kullanmaları...”
Bunun OHAL’i gerektiren konularla ne ilgisi var?
***
Anayasa Mahkemesi’nin hali yargının denetiminin tek kişinin
eline geçmesinin ne sonuçlar doğurabileceğinin çok iyi
göstergesi.
7 Şubat KHK’si, şu anda fiilen yasamanın, yürütmenin ve yargının
dizginlerini elinde tutan tek adam rejiminin Türkiye’yi nerelere
götürebileceğinin en güzel göstergesi ve halk
oylamasında “hayır”ı savunanların kullanabilecekleri çok
değerli bir sav.
Tek adam rejimi ile OHAL durumu, sürekli hale gelecektir.
Bilindiği gibi, bugün bütün anayasal ve yasal güvenceleri ortadan
kaldıran ve demokrasinin köküne kibrit suyu eken durum, 15 Temmuz
FETÖ’cü darbe girişiminin sağladığı fırsatın ürünüdür.
Zaten bu yüzdendir ki, Recep Tayyip
Erdoğan “15 Temmuz darbe girişimi Allah’ın bize
lütfudur” demiştir.
Kırmızı dipli bal mumuyla davet üzerine devletin kadrolarını yıllar
boyu her alanda ele geçirip parselleyen FETÖ, 15 Temmuz günkü
girişimi kaybetti.
Kaybetti de ne oldu?