Kezzap (asit sülfrik) yakar, ama zaman zaman, yerleşmiş, bir
türlü sökülemeyen inatçı pislikleri de temizler. Liderlerin
gazabının da aynı etkiyi yaptığını görüyoruz.
Aynı zamanda ve de her şeyden de önce AKP Genel Başkanı olan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2019 seçimlerine
hazırlanırken, partisinde temizliği zorunlu gördüğünden,
kuruluşunun şansını azalttığını düşündüklerini, bulundukları
yerlerden uzaklaştırmak üzere uygun gördüğü yöntem bunların
istifalarını vermeleri için baskı yapmak oldu.
Yöntem önce kimi belediye başkanlarına uygulandı. Uysalca boyun
eğip, istifa ederek giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş’ın ardından, Ankara Büyükşehir
Belediyesi’nin çok tartışılan, çok eleştirilen, agresif kişiliğiyle
tanınan Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, önce
ayak diremeyi düşündüyse de sonunda Tayyip Bey’in gazabına boyun
eğerek istifaya hazırlandığı söyleniyor.
Melih Gökçek’i ağır biçimde suçlayanların bir bölümü, liderin
kezzap gibi yakan gazabının kimi zaman da hayırlı temizliklere de
vesile olduğunu belirtirken, Cumhurbaşkanı’nı eleştirenler, olayı
milli iradeye müdahale olarak niteliyor, kulağa çok hoş gelen şu
tümceyi kullanıyorlar:
-Seçimle gelen seçimle gitmeli, lider onu dilediği gibi
atamamalı!..
*** İlk bakışta bu çıkış haklı
görünüyorsa da Tayyip Erdoğan’ın yanıtı da pek öyle kolay kolay
yabana atılır cinsten değil.
Cumhurbaşkanı’nın, seçilen adayları atayanın lider olduğu saptaması
siyasi yaşamımızın gerçekleriyle bağdaşmaktadır.
Gerçekten de siyasi partilerimizdeki lider sultası, bu kuruluşlarda
sorumluluk mevkiilerine gelişte olduğu kadar milletvekili ve yerel
yönetim seçimleri...