On yıl kadar oluyor. Her yıl haziranın ilk pazarında yapılan
Galatasaray Pilav Günü’nde eski sınıf arkadaşlarımla sohbet
ediyorduk. 191 Gündüz Can okuduğu
dergileri sıralarken uyardım:
- O dergiye dikkat et! Hiç güvenilir değildir.
- Ben, diye yanıtladı dostum, Thompson’da okudum, söylenenleri
aklımın süzgecinden geçiririm.
Haklıydı, biz yalnız Fransızlardan değil, Türk hocalarımızdan da,
sorgulayıcı laik eğitim görmüştük.
Yalnız benim okuluma özgü bir durum değildi bu, Cumhuriyetin
temelinde sorgulayıcı, laik eğitim vardı.
Geri kalmışlığa karşı eğitim seferberliği yalnız Cumhuriyetin
değil, Osmanlı’nın da denediği bir yoldu. İttihatçılar da, eğitim
seferberliğini
yürüttüler, Abdülhamit de, okullaşmayı
geliştirme yolunda hamleler yaptı.
Cumhuriyetin onlardan büyük farkı, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i
Tedrisat ile eğitim ikiliğini ortadan kaldırıp laik eğitimi temel
haline getirmesiydi.
Kızlarla erkeklerin bir arada okudukları, laik karma eğitim
demokrattı, sorgulayıcıydı, ezbere dayanmıyordu, Cumhuriyetin büyük
eğitim seferberliğinin temelini oluşturan bu eğitim aynı zamanda
aydınlanmacıydı.
***
Geri kalmışlığa karşı mücadele eden, çağdaş uygarlık düzeyini
yakalamayı amaçlayan Cumhuriyet bunu aydınlanmacı, sorgulayıcı,
karma laik eğitim yoluyla gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.
Cumhuriyetin gerçek ordusu Milli Eğitim, Mustafa
Kemal’in gerçek askerleri ise öğretmenlerdi.
Cumhuriyet devrimleri bu yolla yaygınlaştı ve kökleşti
ülkede.
Köy Enstitüleri, köylü nüfusun çoğunlukta olduğu ülkede, bu
hareketi tabana yayma hamlesiydi.