Son zamanlarda en beğendiğim siyasal fıkra şu:
Stalin döneminde, Sovyet Komünist Partisi’nin
yöneticilerinden ikisi yolda karşılaşmışlar, hoşbeşten sonra biri
öbürüne sormuş:
- Antonov ne yapıyor?
- Antonov öldü, demiş öbürü
Beriki itiraz etmiş:
- Yok yahu! Daha dün karşı kaldırımda hız
lı hızlı yürürken gördüm, gayet sağlıklıydı.
Muhatabı gülümseyerek yanıtlamış:
-Öldü, öldü de, daha haberi yok.
Bir sürü öldüğünden haberi olmayan siyasi mevtanın cirit attığı
siyaset sahnesindeki çarpıklığı çağırıştıran bu acı fıkraya
bayılıyorum. Buraya almamın nedeni de yazının başlığına gelebilecek
itirazlara önceden yanıt vermek.
Son zamanlarda en tartışılan kuruluşların başında MHP geliyor.
Gerçekten de, Devlet
Bahçeli’nin Tayyip Bey’in istediği
anayasa değişikliğine destek olmasıyla birlikte, 5 ismin kabineye
alınacağı söylentilerinden tutun da, Bahçeli’ye, yeni bir
manevrayla yürürlüğe girme tarihi öne alınacak yeni düzende başkan
yardımcılığı verileceğine kadar neler telaffuz edilmiyor
ki?
Gerçi, söylentiler karşısında, “karanlıkta göz kırpmışlar” yanıtını
veren Bahçeli bütün bunlardan habersiz bir hava içinde ama siyaset
sahnemizi biraz olsun bilenler, her türlü olasılığa hazır olmamız
gerektiğini söylüyorlar haklı olarak.
***
Bütün bunlar olurken, Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl
gerçekleştirdiği, “Türkiye Sosyal ve Siyasal Eğilimler
Araştırması”nın salı günü açıklanan 2016 sonuçlarına göre
parlamenter sistemi destekleyenlerin oranı yüzde 52.7 olurken,
başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemini destekleyenlerin
oranı ise yüzde 43’te kalmıştır.
Anayasa değişikliğinin çantada keklik olmadığını ve halkoylaması
kampanyasının hayli çekişmeli geçeceğini gösteren bu araştırmanın
yansıttığı bir tahmin de, bugün seçim yapılsa MHP’nin oylarının
yüzde 10.1 oranı civarında olduğudur.
Araştırmanın yansıttığı bu sonuçlar , Devlet Bahçeli’nin partisinin
haziran seçimlerinden bu yana izlediği politika ile sürekli oy
kaybettiğini gösteriyor. Durumun böyle devam etmesi halinde MHP’nin
artık bir marjinalleşmiş, “ismi var, cismi yok” bir parti haline
düşmesi de kaçınılmaz olacaktır.
Böylebir sondansöz edilmesine itiraz edenler ise, MHP’nin
canlılığını sürdürebilmesini sağlayacak hangi gelişmelere bel
bağlanabileceğini de söyleyemiyorlar.
Yine aynı çevreler MHP’nin AKP’nin kuruluşundan bu yana hep stepne
işlevini görmüş olduğunu ileri sürenleri tekzip edecek geçerli
savlar sunamıyorlar.
Bütün bu gelişmelerin ışığında MHP, Genel Başkanı Bahçeli’nin “arka
bahçe” politikaları yüzünden intihar etmiştir denebilir
mi?
Yoksa şairin “müşkül budur ki, ölmeden önce ölür kişi” dizelerinde
dile getirdiği gibi, artık işlevsizleşen MHP bu niteliği
dolayısıyla, tabii bir ölümle mi fena buluyor?
***