Donald Trump’ın, IŞİD’i yendiğimize göre artık
Suriye’den çekilebiliriz, açıklamasının içtenliğine inanmak için,
ABD’nin oraya IŞİD ile mücadele için gittiğini sanacak kadar saf
olmak gerekir ki bu durumda olanların, Irak ve Suriye olaylarını
da, Ortadoğu’yu da, ABD emperyalizmini de anlamalarına imkân
yoktur.
Başkan Trump’ın ani çekilme kararının, başta bunu ilk kez
açıkladığı telefon görüşmesi sırasında bizzat
Tayyip Erdoğan’ı da şaşırttığı
söyleniyor.
Herhalde olayı başkalarına öyle sunmakta yarar görse dahi, çekilme
kararının kendi baskısı karşısında Trump’ın geri adım atmak zorunda
kalması olarak yorumlanmasının doğru olmayacağını herkesten çok
bizzat Erdoğan’ın kendisi bilmek durumundadır.
Şimdiye dek Başkan’ın çekilme kararının üstündeki giz perdesini
sıyıracak doyurucu bir açıklamayla karşılaşmış değiliz.
Kararın bizzat Başkan’ın yakın çevresi içinde de şaşkınlığa ve de
hoşnutsuzluğa yol açmış olduğu, Savunma Bakanı James
Mattis’in ardından IŞİD ile Mücadele Temsilcisi
Brett McGurk’ün de istifa etmelerinden
anlaşılmaktadır.
*** Görünen o ki, Suriye’den çekilme
kararı, yönetimin ortak düşüncesini yansıtan bir politika değildir
ve karşı tepkiler süreceğinden kararın getireceği sonuçlar
konusunda belirsizliklerin olması doğaldır.
Bu belirsizlik ortamında kararın gerçek gerekçelerinin ve oluşma
sürecinin içyüzünü araştırırken, Başkan’ın açıklamasının Türkiye
açısından olumlu olduğunu söylemek gerek.
Trump’ın kararının PKK, PYD/ YPG’de yarattığı terk edilmişlik
duygusuna gelince: Hemen belirtelim ki bu Kürtler için
emperyalizmin ve de ABD’nin satışına gelme konusundaki ilk örnek
değildir.
Bu gerçek bir daha göstermiştir ki, bölgedeki sorunların çözümünde,
bölgesel uzlaşmaların esas öğe olduğunu görmeden, bölgenin
çoğunluğuna karşı sı...