Her ne kadar 1 Kasım oylaması Yasama Meclisi seçimi olarak
sunulsa da, onu bir plebisit olarak kabul edebiliriz. Bir kişi
hakkındaki oylamalar genellikle plebisit olarak
niteleniyor..
Çıkıp önünüze gelene sorun şimdi:
- Bu pazar neyi oylayacağız? Yanıt genellikle aynı olacaktır:
- Tayyip’i...
Gerçekten de öyle; geçen seçim de öyleydi.
7 Haziran’da düpedüz “Tayyip başkan olsun mu?”yu oylamıştık.
Milli irade “Hayır olmasın, üstelik de sultasındaki AKP de
tek başına iktidar olmasın!” yanıtını vermişti.
Ama Tayyip Bey inatla, 1982 Anayasası’nın 116. maddesinin kendisine
verdiği yetkiyi kullanıp “çanak çömlek patladı!” ardından da “sayım
suyum yok!” diyerek, kendi iradesini milli iradenin yerine ikame
ederek, oylamayı hükümsüz kılmıştı.
Bu durumda 1 Kasım seçimine sorulan soru şudur:
- Halkın istediği mi olsun, yoksa Tayyip Bey’in istediği
mi?
Bence işin özeti bu.
Durum böyle olunca da seçim bir kez daha “şu adamdan
bir kurtulsak” oylamasına, yani plebisite dönüşüyor ister
istemez.