Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllık geleneksel New York Birleşmiş Milletler ziyaretleri vesilesiyle uçmadan önce verdiği demeçte Avrupa Birliği’ne (AB) çattı, “AB ile yolları ayırabiliriz” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) açıklamasından sonra cevabı zaten ne zamandır bekleniyordu. Geç bile kalmış sayılırdı.
AP Türkiye raporunda üyelik müzakere sürecinin sürmesinin anlamı kalmadığını açıklayan AB’yi, Erdoğan, “AB Türkiye’den kopmanın gayreti içerisindedir. Bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve gerekirse AB ile yolları ayırabilriz” diye yanıtlamış bulunmakta.
Şimdilik karşılıklı restleşmeye bakıp, yeni bir durumun doğduğunu düşünerek telaşlanmanın gereği yok. Daha doğrusu yol ayrımı yeni bir durum değildir.
Her iki taraf da yollarını çoktan ayırmışlardı. Aslında iki taraf da güya anlaştıkları sırada, bağdaşılması imkânsız koşullarda bir araya gelme kararını vermekle uzlaşmazlıklarını daha 2004 Aralık ayında cümle âleme ilan etmişlerdi.
***
2004 Ekim-Aralık ayındaki görüşmelerde, AB Türkiye’ye, serbest dolaşım hakkı tanımadan da tam üyelik görüşmelerinin yürütülebileceğini, Türkiye’nin bütün koşulları yerine getirmesi halinde bile, kalıcı derogasyonlar uygulayabileceğini, Türkiye’nin bütün koşulları yerine getirmesi halinde de üyelerin referanduma başvurabileceğini, böylelikle AB’nin başka üyelerine uygulamadığı şartlarla, bu işin yürütülebileceğini söylemekteydi.