Herkes safını belirlemiş, yerini almış, kimi tek adamın kayıtsız
şartsız peşine takılmış, kimi geniş tabanlı demokrasi saflarına
katılmış, 24 Haziran seçimlerine doğru doludizgin gidiliyor.
Ortada yalnız birileri tek başına kalmış, kimse onlara ittifak
falan teklif etmiyor, onlar da milletvekilleri, cumhurbaşkanı
adayları hapiste, seçime hazırlanıyorlar.
Onların yakın zamana kadar siyasette adları da yoktu, isimleri
telaffuz edilmezdi. ONLAR “ismi lazım değil”lerdi.
Türkiye’nin çoğulcu olmayan sandıklı sistemi sayesinde neyse ki,
sonunda artık isimleri açıkça söylenir oldu: Kürtler.
Evet, fiilen Kürtlerin partisi HDP, bu seçimin, kimsenin yanına
almayı istemediği, belki de daha doğru deyişiyle cesaret edemediği
garibanı.
Oysa kimileri farkında olmasa bile, yasama oylamasının da
Cumhurbaşkanlığı çekişmesi kadar önemli olduğu 24 Haziran
seçimlerine dikkatle bakınca, her iki alanda da Kürtlerin sonuçta
belirleyici rol oynayacakları görülüyor.
*** Gerçekte, seçimlerde, Cumhur
İttifakı’nın yasama yetkisi son düzenlemelerle iyice budanmış olan
parlamentoda çoğunluğu alamaması için, HDP’nin barajı geçmesi
gerekiyor. HDP’nin baraj altında kalması halinde onun oylarının
bölgedeki en güçlü konumdaki AKP’ye gitmesi ve onlara çoğunluğu
sağlaması mümkün.
Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13 oranında, 6 milyon oyla 3. parti
konumuna ulaşan HDP’nin, şu anda hâlâ Erdoğan’a oy
veren muhafazakâr Kürtlerin oylarını almayı beceremeyerek, baraj
altında kalması halinde, geniş demokratik cephenin de her iki
seçimde de beklediğini elde edememesi olasılığı artacaktır.
Yasama sonuçların belli olduktan sonra yapılacak olası
Cumhurbaşkanlı...