Abdülhamit’in torununun torunu, Osmanlı
hanedanına
mensup NihanOsmanoğlu kendisiyle
yapılan bir görüşmede, “parlamentarizm artık canımızayetti”
buyurup, ardından da eklemiş:
- Cumhurbaşkanımızı Sultan Abdülhamit Han’ın yalnızlığına
bırakmamak için (referanduma) evet diyorum.
Nihan Hanımefendi’nin parlamentarizm ve siyasi geçmişimizle ilgili
sözleri öylesine ipe sapa gelmez ki ciddiye alıp üzerinde durmaya
değmez.
Hanedanı, kendi aile bireylerine karşı savunmaya kalkmayacağımıza
göre de, Nihan Hanım’a, saygıdeğer hanedan üyelerinin örneğin,
Osmanlı’nın İstanbul’da doğan son şehzadesi, 1994 - 2009 arası
Osmanlı Hanedan Reisi, Abdülhamit’in
torunu, Burhanettin Efendi’nin
oğlu, 2009’da 97 yaşında vefat eden Ertuğrul
Osmanoğlu’nun “Hilafet, saltanat geçmişte kaldı,
cumhuriyete ve laikliğe sarılın! Memleketi
kurtaran Atatürk’e her bir Türk’ün borcu
var” sözlerini anımsatacak değilim.
Sözüm yalnızca, laik cumhuriyet ve Atatürk ile Osmanlı üzerinden
hesaplaşmaya çalışan sözde cumhuriyet çocuklarına:
- Cumhuriyet ile Osmanlı üzerinden hesaplaşmayı bırakın! Osmanlı
hanedanının saygın kişileri bile bu tür davranışlara arka çıkmıyor,
karşı tavır alıyor.
***
Osmanlı sulbüne dayanarak, laik Cumhuriyet ile hesaplaşıp
diktayı egemen kılmak isteyenlerin Osmanlı derken neyi
kastettiklerini anlamak güç.
Eğer hanedanı kastediyorlarsa, onun Cumhuriyet ile hesaplaşmak,
geri dönüp, cumhuriyeti ortadan kaldırmak diye bir hesabı olmadı.
Bundan sonra da olmasını sağlamak için uğraşmak olmayacak duaya
amin demeye çalışmaktan öteye geçemez.
Kaldı ki Tanzimat’tan başlayarak, iktidarın dizginleri tedricen
hanedanın elinden çıkmıştır. Osmanlı’nın son döneminde, hanedanın
belirleyicilik niteliği çok azalmıştır.
Yok eğer, Osmanlı’dan kasıt, ismi var cismi yok, aslında fiilen
yarı sömürge konumunda olan imparatorluğun son yıllarındaki toplumu
ise, o zaman da şu yadsınamaz gerçeği teslim etmek
zorundayız: