Paris - Birkaç gündür Fransa’nın başkenti Paris’teyim. Bir zamanlar bir süre eğitim gördüğüm kenti de, yarım yüzyıldan ziyade birçok bölgesini ziyaret ettiğim ülkeyi de az çok biliyorum. Şu sıralarda, başkanlıkçı anayasal sistemi yüzünden Fransa’dan ülkemizde bilir bilmez çokça söz ediliyor. Burada klasik başkanlık diyemeyeceğimiz, başkanlıkla parlamenter sistem arası kendine özgü sistem yürürlükte. Sistem, bazı değişikliklerle 1958 5. Cumhuriyet Anayasası’na dayanıyor. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. 1958’de General De Gaulle, çeşitli yerel temsilcilerden oluşan 81 bin 764 büyük seçmenin oyuyla seçilmişti. Ama daha sonra 1962 değişikliğiyle cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilir oldu. Cumhurbaşkanının 2000 yılına kadar 7 yıl olan süresi bu tarihten sonra 5 yıla indirilmiştir. “General De Gaulle’ün bedenine uygun özel biçilmiş olduğu” ileri sürülen sistemin, en etkili anahtar kişisi, 1958 Anayasası’nın mimarı Michel Debre’ye göre, yürütmenin başı olan cumhurbaşkanıdır. Ama bu halk tarafından, seçilmiş cumhurbaşkanının, parlamento çoğunluğunun desteğine de sahip olması ile mümkündür. Peki, ya parlamentoda cumhurbaşkanından ayrı çoğunluk oluşur ve oradan başbakan çıkarsa ne olacaktı?