Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tunus ziyareti
sırasında yine, devlet terörü uygulamak, bir milyon kişiyi
öldürmekle suçladığı Suriye Devlet Başkanı Beşşar
Esad’a çatmış ve Suriye’nin geleceğinde onun söz sahibi
olmasını kabul edemeyeceğini belirtmiş.
Tayyip Bey Suriye’de barış ve huzur olmadığı için Türkiye’nin orada
olduğunu da ileri sürmüş.
Tayyip Bey’in yanlışlar dolu ve Türkiye için maliyeti çok ağır olan
Suriye politikasının ana öğelerinden biri Esad saplantısı olduğu
herkesin malumudur.
Tayyip Bey’den önce Ankara’nın Ortadoğu politikası farklıydı. O
dönemde, bölgedeki istikrarsızlıkların bulaşıcılığının farkında
olan Türkiye bu istikrarın bozulmaması yönünde, elinden geldiğince
tavır koyar, Arap dünyasının tarihi Osmanlı alerjisini iyi
bildiğinden, bu ülkelerin aralarındaki çekişme ve çatışmalara uzak
dururdu.
*** Ortadoğu’nun tüm sınırlarını ve
dengelerini allak bullak etmeyi öngören BOP çerçevesinde dizayn
edilmiş olan AKP iktidara yerleşince kendi varlık nedenini yanlış
algılayıp “İslam dünyasının Osmanlı abi lideri” politikası peşinde
koşarken, bir yandan da komşusunda iç savaşa evrilen yangına
körükle giderek Suriye’nin bugün içinde bulunduğu durumdan da
sorumlu konuma gelmiştir.
Oysa Suriye’deki yıkımın Türkiye’yi de etkilememesi düşünülemezdi.
Nitekim öyle de oldu.
Türkiye kendisinin de sorumluluk payı bulunan komşusundaki iç
savaşın etkilerini, topraklarına milyonlarca mülteciyi kabul etmek
ve Suriye’nin kuzeyinde, PKK’nin uzantısı olan PYD-YPG’nin
egemenliğine boyun eğmek zorunda kalarak yaşadı.
Zaman içinde, BOP’un yaşama geçmesinde kendine düşeni yerine
getirmek konusunda AKP’nin yeterince uyumlu olmadığına ka...