Ali Sirmen Cumhuriyet Gazetesi

Rant kokan dere

Sevgili,  İlk gördüğüm o olduğundan olsa gerek, dere deyince aklıma ilk Kurbağalıdere gelir.  En eski çocukluk yıllarımda, derenin denize yakın yerinden karşıdan karşıya sandalla yüz paraya...

02 Ağustos 2015 | 108 okunma

Sevgili, 
İlk gördüğüm o olduğundan olsa gerek, dere deyince aklıma ilk Kurbağalıdere gelir. 
En eski çocukluk yıllarımda, derenin denize yakın yerinden karşıdan karşıya sandalla yüz paraya geçildiğini anımsıyorum. 
Daha sonraları, burada olduğu zamanlar büyük babamla birlikte, yaz aylarında, mayolarımızı havlularımızın içine dürerek kolumuzun altına sıkıştırıp sabah erkenden Bakla Tarlası’nın önünden geçerek yokuştan aşağı inip, derenin ağzındaki kayıkçıdan, 4 saatliği bir liraya sandal kiralayarak, kürekle açılıp Kalamış’a ama daha çok suyu daha derin ve serin olan Moda’ya gittiğimizi anımsıyorum. Bazen, balık tutmak üzere, (genelde oltamıza izmarit vururdu) Kurbağalıdere’nin Kalamış Koyu’na aktığı kıyının çamurları içinden yem olarak solucan toplardık. Balık tutar, yüzer, bazen de Fenerbahçe burnunu dönüp Dalyan’a giderdik. O zamanlar saat 13’ü geçirdin mi, poyraz başladığından, Fenerbahçe burnunu dolanıp dönüş çetin olurdu. 
1950’li yılların ilk yarısında Kurbağalıdere’nin kıyısındaki Yoğurtçu Parkı’nın asırdide (yüzyıllık) ağaçlarını çevreleyen toprak yolu kendi yöntemlerimizle ölçüp, koşu pisti olarak kabul eder ve yarışırdık. 
Ağaçların yüz yıllık olmadığını bir gün Melih Cevdet Anday’ın uyarısıyla anladım. 
Arabayla Yoğurtçu’dan geçerken parkı gösterip şunları söylemişti: 
Ali Sirmen Bey, bu ağaçlar benden gençtir. Ben parkın oluşturuluşunu hatırlıyorum. 
Eh Melih Cevdet Bey, 1915 doğumlu olduğuna göre, park en erken 1920’de kurulmuş olsa gerek. 
Daha sonraları derenin denizle kesiştiği yere kurulan Riviera Otel’de kızlarla ilk danslarımızı ettik.

***

Anılarımın deresi şimdi leş gibi kokuyor. Derenin çevresine yaklaşır yaklaşmaz, içini bulandıran burnunun direğini kıran koku, yağma-talan-avanta düzeninin, tıpkı kazurata benzeyen rant kokusudur. 
Bu kokuyla Kurbağalıdere Kadıköylülerin anılarındaki yerini aşıp, sınırlarımızı taşıp, talan ve yağma düzeninin kokusunu yansıtması açısından evrensel bir boyut kazandı. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 669 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 220 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 121 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 88 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 301 Okunma