Bu satırlar zorunlu olarak “Reis- Çırak” görüşmesinden önce
kaleme alındığından, çırağın görevine Reis tarafından son verilip
verilmediği henüz belli olmuş değildi.
Ama Başbakan’ın görevinin sona ermesi halinde bile bir kriz
çıkmayacağı açıktır. Çünkü Başbakan’ın değişmesi halinde bile,
sistemin işleyişinde bir aksaklık olmayacağından, “kriz”den söz
etmeye kalkmanın anlamı yok.
AKP Merkez Yürütme Kurulu’nun partinin il ve ilçe başkanlarını
atama yetkisini AKP Genel Başkanı sıfatını henüz resmen taşımakta
olan Ahmet Davutoğlu’ndan alması üzerine patlak veren gelişmeler,
önceki gün Davutoğlu’nun istifa konusunun da ucunu açık bırakan,
hamasi “feda” konuşmasına neden olmuş, ardından da normal olarak
bugün yapılması gereken Erdoğan - Davutoğlu görüşmesi düne
alınmıştı. AKP MKYK toplantısında varılan örgüt başkanlarını atama
yetkisini geri alma kararının ardında ise, Davutoğlu’nun 2018’de
yapılması öngörülen Büyük Kongre’yi 2017’ye çekme hazırlıklarına
yönelik olarak, il ve ilçe örgütlerinde kendi görüşü doğrultusunda
değişiklikler yapmaya yeltenmesi yatıyordu.
Elli kişilik MKYK 47 olumlu oyla aldığı son kararı ile AKP’de
örgütler konusundaki tasarruf yetkisinin partinin yasal Genel
Başkanı Davutoğlu’nda değil, anayasa gereği artık parti ile hiçbir
bağı kalmamış olan, fiili genel başkanı “Reis”te olduğunu bir kez
daha teyit etmiştir.
Anlaşılan herkesin malumu olan bu gerçeğin “Başbakan”a bir kez daha
hatırlatılması gerekmiştir.
***
Dünkü konuşmasına bakılırsa, “Çırak”, usta ile ilişkilerindeki
yerini ve onun yanındaki yetkilerini anlamış bulunmaktadır.
Bu durum da kendisinin Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı
görevlerini bir süre daha götürebilme olasılığının önünü
açmıştır.
Çünkü biliyorsunuz Davutoğlu’nun Başbakanlık ve AKP Genel
Başkanlığı makamlarından ayrılması iki yolla mümkündür:
-Kendi kararıyla istifa etmesi.