Akşamüstü saat 18.00’de, ana haber bülteni için TV’nin başına
geçerken, kendi kendime hep aynı soruyu soruyorum:
- Acaba bugün yeni bir saldırı olacak mı?
Genelde de, ekrana yansısa da yansımasa da mutlaka bir saldırı
oluyor.
Mehmet Y. Yılmaz’ın çarşamba günkü köşesinde
belirttiğine göre, 1 Şubat ile 17 Mayıs 2015 günleri arasında tam
161 saldırı olmuş siyasi partilere yönelik olarak. Demek, halkımız
çok partili yaşamın 69. yılında hâlâ rakip partilere karşı şiddete
başvurmaktan çekinmiyor. Onur verici bir durum değil.
Saldırıların dökümü de şöyle: 9 MHP, 11 CHP, 19 AKP, 122
HDP.
Görülüyor ki HDP sistematik bir saldırının hedefi haline gelmiş
bulunuyor.
“Bu durumun sorumlusu kim” sorusunun yanıtı çok basittir:
- Önlemek ile yükümlüyken kim önlemiyorsa o tabii ki.
Saldırıların özellikle HDP’ye yönelmesi, bu partinin barajı aşması
halinde AKP’nin büyük oranda oy kaybına uğramasına yok açacak
olması. Bu yüzden HDP’nin barajı geçmemesi için her şey yapılmaya
çalışılıyor ve Halkların Demokratik Partisi’nin demokrasiyle ilgisi
olmadığı, aslında terör odağı ve kaynağı olduğu izleniminin
yaratılmasına uğraşılıyor.
Tabii bir de işin yıldırma ve sindirme yönü var ki, bunun seçim
kampanyası sırasında dinamizmini ve azmini gördüğümüz HDP’yi
etkileyeceğini sanmam.