Sevgili Akın Atalay,
Musa Kart ve Kadri
Gürsel,
Hafta içinde Silivri hapishanesinde tutsak olarak, doğum
günlerinizi idrak ettiniz.
Her üçünüzü de kutlarım.
Şimdi “tutsak adamın da doğum günü mü kutlanırmış,
bunca acı, yoksunluk içinde kutlanacak ne olabilir
ki?” diyecekler olabilir. Bu görüşün ne kadar yanlış olduğunu
yaşayarak gördüm ve 1983 yılının Aralık ayında Sağmalcılar, C-16
kaçakçılar koğuşunda, genç bir araba kaçakçısı olan kader
arkadaşım, Sezai’den unutulmaz bir yaşam
dersi aldım. Sizlerle paylaşmak isterim.
Sağmalcılar’daki daha önceki “konukluğumuz!” sırasında
tanıdığımız ortak bir arkadaşın, sağlık nedeniyle tahliyesinden iki
hafta sonra ölmüş olduğunu anlatan Sezai’ye, “keşke iki yıl
daha önce ölmüş olsaydı da, bari hapisliği
yaşamasaydı” dediğimde Sezai’nin sesini yükselterek verdiği şu
yanıtı ömrüm boyu unutmadım:
- Öyle deme Ali Abi! Yaşam her yerde güzel, hatta hapishanede
bile...
Evet yaşam her yerde güzeldi, hapishanede bile, hele hele sizler
gibi, ülkenin insanları için özgürlük savaşı verirken tutsak düşen
ve toplum adına nöbetçi mahpusluk statüsünü onurla taşıyanlar
için...
***