Encamı henüz belirsiz 2015 seçim kampanyasının en garip
unsurlarından biri de Mısır’ın devrik Devlet
Başkanı Muhammed Mursi oldu. Mursi’nin
geçen hafta sonunda, Sisi’nin kukla mahkemesi
tarafından ölüm cezasına çarpıtırılmasıyla
birlikte Tayyip
Bey ve Davutoğlu ikilisi
olayı muhalefete ve yandaş olmayan basına çatmak ve bir kez
daha Menderes’in hayaliyle oluşturmaya
çabaladıkları mazlum havasını yaratmak üzere gündeme getirip, seçim
kürsülerine taşıdılar.
Hemen belirtmekte yarar var. Sisi’nin kuklalarını yargı kürsüsüne
taşıyarak yaptırdığı yargılamalar, tıpkı Balyoz ve Ergenekon
davalarında olduğu gibi, kınanması gereken bir traji-komediydi. Ama
hatırlayacaksınız, Tayyip Bey o davaları kınamak şöyle dursun,
onların savcısı olduğunu söyleyecek kadar bu işe gönüllü
olmuştu.
Bir hususun da altını çizmek gerek. Muhammed Mursi’nin ölüm
cezasının infazı için, müftülük makamının infazı onaylaması
gerekiyor ki, bunun yapılması da beklenmiyor. Zaten Batlı ülkelerin
de karar karşısında fazla tepki göstermemeleri, geleneksel
ikiyüzlülüklerinden de çok, infazın olmayacak olmasından
kaynaklanıyor.
Ama tabii kukla hâkimlerle yargı sahtekârlığına ne surette olursa
olsun karşı çıkmak gerekir.