İktidarın Varna’daki Türkiye - Avrupa Zirvesi’nde AB’deki diğer
üyelerle eşit haklara sahip yerini talep eden sözlerini dinlerken
kulaklarımda, Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi
Üniversitesi’nde, ÖSO’nun Afrin’e girmesi vesilesiyle lokum
dağıtanları protesto eden öğrenciler hakkında söyledikleri
çınlıyordu.
-O komünist, vatan haini teröristlere okuma hakkı vermeyeceğiz,
diyordu Tayyip Bey.
Bu açıklama yetmişti. Durumdan vazife çıkaranlar kolları
sıvamışlar, “gereğini yapmış”lar, önce 12, ardından da 3 kişi olmak
üzere Marksist Fikir Topluluğu’nun 15 üyesi gözaltına alınmıştı.
Öğrencilerin üyesi oldukları kuruluş, gözaltı nedeni konusunda
başka bir soruya gerek bırakmıyordu.
Artık bu çocukların okuma hakkı kalmamıştı. Devlet bunu açıkça ilan
ediyordu.
Bunlar en yüksek puanları olarak üniversiteye girmiş, ortaöğrenimin
en başarılı gençleriydiler. Ama sistem dışına itiliyor, topluma
herhangi bir katkıda bulunmak, toplum içinde yer edinmek
olanağından yoksun kılınıyorlardı. Çünkü değil mi ki onlar iktidar
gibi düşünmüyorlar ve böyle olduğunu da açıkça belirtiyorlardı,
onlar komünist, vatan haini ve teröristtiler.
***
Türkiye’de pratik buydu, iktidar gibi düşünmedin ve bunu da
söyledin mi, ya vatan haini idin, ya komünist, ya terörist ya da
hepsi birlikte...
Ana muhalefet partisinin bile iktidarın doruğunda vatan haini
partisi olarak yaftalandığı bir ülkede bu durumda şaşılacak bir şey
de olamazdı.
2018 Türkiyesi’nde durum buydu. Bundan elli yıl önce 1968’de
gazeteci ve öğrenci olarak, Fransa’daydım.
Öğrenciler, kendilerine sistem içinde bir yer bırakmadığını iddia
ettikleri devlete ve düzenine karşı ayaklan...