Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can
Dündar ile Ankara TemsilcisiErdem
Gül İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından
önceki gün tutuklanarak“Silivri Kampusu”na gönderildiler.
Böylelikle ülkemizde geçerli olan “her bu sıfata layık
gazeteci mutlaka tutukluluğu tadacaktır” ilkesinin geçerliliği
bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Şimdi “Silivri Kampusu”nun nöbetçi tutukluları Can Dündar ve
Erdem Gül’dür.
Can Dündar ve Erdem Gül, bütün basın ve Türk halkı
adına “Silivri Kampusu’nda”yatmaktadırlar.
Bu şerefli misyonu yüklenecek gerekli vasıflara da sahip
olduklarından, bize de kendilerini kutlamak düşüyor.
Bu iki kardeşimi de candan kutlarım.
Her ikisinin aynı özgürlük ve demokrasi nöbetinin yoldaşları olan
ailelerine de sabır ve metanet dilerim.
***
Can Dündar ve Erdem Gül “silahlı terör örgütüne üye
olmadan, bilerek ve isteyerek yardım etmekten”, siyasi
ve “askeri casusluk amacıyla devletin gizli kalması gereken
sırlarını açıklamaktan” tutuklanmış
bulunmaktadırlar.
Haber yapan gazetecileri bu isnatlarla tutuklamak bir ülkede ne
kadar demokrasi ile bağdaşıyorsa Türkiye o kadar
demokratiktir.
Bir ülkede bu gerekçelerle iktidar çevrelerinden gelen telkinlerle,
gazeteci tutuklayan yargı ne kadar bağımsız bir yargı ise,
Türkiye’deki yargı da o kadar bağımsız bir yargıdır.
Ve bir ülkede demokrasinin, niteliğini belirten ölçütler de
bunlardır yoksa iktidar ve muhalefetin ne kadar oy aldıkları
değil.
Çağımızda bir ülkede rejimin demokratikliğinin ve özgürlükçülüğünün
ölçütleri yerine gelmiyorsa, o ülkede rejim meşru değildir.
İşbaşındaki iktidar veya kişi ne kadar oy almış olursa
olsun!