Sevgili,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nde
söylediği şu sözlere bakar mısın:
“Devlet hırsıza karşı nasıl mal sahibini, teröriste karşı nasıl
masum vatandaşı korumak mecburiyetinde ise, tütüne, alkole,
uyuşturucuya karşı da vatandaşı aynı şekilde korumak ve kollamak
zorundadır.
Açıkçası sigara ve alkol gibi bağımlılığa yol açan alışkanları
teşvik eden müzik, film, roman, şiir tarzı eserlerin ardında aynı
endüstrinin finans gücünün yattığına inanıyorum....
...Sigara içme özgürlüğü olamaz.... Sigara ve diğer zararlı
alışkanlıklar konusunda mahalle baskısı gereklidir.”
İlk bakışta sureti Hak’tan gibi görünen, bu çok tehlikeli
düşüncelere katılmadığımı söylerken yanlış anlaşılmaları önlemek
için de dokuz yıla yakındır tütün kullanmadığımı ve kullanmazken
olduğu gibi, kullanırken de kamuya açık alanlarda tütün tüttürme
yasağını desteklediğimi belirtmek isterim.
Ancak burada ince bir nokta var. Demokrasilerde özgürlük esastır.
Kişinin özgürlüğü başkasının özgürlük alanına müdahaleye başladığı
zaman kısıtlanabilir. Kısıtlanmanın sınırlarını da gerekçesi
belirler.
Kamuya açık alanlarda sigara yasağının nedeni, birinin
çevresindekileri pasif içici yapmadan tütün tüttürmesinin mümkün
olmamasıdır.
Bu durumda, kişioğlu çevresindekileri pasif içicilikle tehdit
etmediği zaman sigara da içebilir.
***
Bir kez daha vurgulayayım: Özgürlük esastır. Kısıtlanması
halinde kısıtlanmanın sınırlarını gerekçesi belirler.
Bu kuralı uyguladığımız zaman, örneğin alkolde böyle bir pasif
içicilik durumu olmadığından kısıtlanma da düşünülemez.
Hiçbir zaman mı yasaklama getirilemez? Tabii ki öyle değil. Çevreyi
rahatsız etme halinde buna da sınırlama getirilir. Alkol
kullanmanın serbest olması sarhoş olup etrafı taciz etmeyi mubah
kılmaz.
Nitekim bundan üç yıl kadar önce, Kadköy’de Kadife Sokak’ta, gece
belirli bir saatten sonra satış kulübelerinden içki alıp, gürültü
çıkararak, insanları rahatsız edenlerden şikâyetçi olununca, bir
saatten sonra içki satışı yasaklandı. Bir hakkın etrafı rahatsız
edecek biçimde kullanılması dolayısıyla, CHP’li Kadıköy
Belediyesi’nin girişimiyle getirilen ve sınırları da kısıtlamanın
gerekçesiyle çizilen bu yasağa kimse itiraz edemedi.
Ama Cumhurbaşkanı’nın sözleri korkarım başka amaçları işaret
ediyor. Tayyip Bey alkolü de dahil ederek yasaklara, bir yaşam
biçimini toplumun tümüne dayatmak istiyormuş gibi bir görüntü
veriyor.
Üstelik konuşmasının bir yerinde bağımlılığa yol açan, alışkanlığı
teşvik eden, müzik, film, roman, şiir tarzı eserlerin ardında
sigaranın ardındaki finans gücünün yattığını söylerken bazı soru
işaretlerinin oluşmasına da yol açıyor. Ne yani, müzik, film, şiir,
roman da bağımlılık yapıyor diye, günün birinde yasak mı
edilecek?