Adam canhıraş biçimde yakınıyordu:
- Elim kırılaydı da ona oy vermeyeydim!
O sırada düşündüm, eğer Tanrı bütün verdiği oydan pişman
seçmenlerin duasını kabul etseydi, Türkiye çolaklar ülkesi haline
gelirdi.
23 Haziran halkoylamasında, AB’den ayrılma kararı veren
İngiltere’nin durumu da aynen bu.
23 Haziran halkoylaması günüydü.
24 Haziran ise ulusal pişmanlık günü oldu.
İngiltere’de insanlar, hem yönetime, hem de AB’ye
tepkiliydiler.
Yönetimin AB karşısında İngiltere’nin çıkarlarını yeterince
savunamadığı, Brüksel’den alabileceklerini alamadığı, Brüksel’in
de, İngiltere’den sağladığı gelirlere karşın Ada halkına yeterince
kaynak ayırmadığı için (bu savın doğru olmadığı açıklandı)
tepkiliydi İngilizler.
Bu tepki sandığa “AB’ye hayır” şeklinde yansıdı, sonuçta karar
AB’den çıkış olarak tecelli etti.
Zaten Avro ve Schengen bölgesine dahil olmayan, İngiltere’nin şu
aşamada AB’den ayrılması pek akıl kârı görünmüyordu ve nerelere
kadar varacağı belli olmayan çok vahim sonuçlar doğurabilirdi. 23
Haziran’da ayrılık oyu verenlerin bir bölümü de, ertesi gün bu
gerçeği görüp pişmanlıklarını dile getirdiler. Referandumun
yenilenmesini talep eden pişmanlık dilekçesi imzacıları şimdiden 3
milyonu buldu
***
“Hayır”cıların çoğunluğu almasına etken olan amillerden biri de, eski günlere duyulan özlemdi. Bu özlemin peşinde koşanlar, hemen gördüler ki Avrupa’dan ayrılmak İskoçya ve K. İrlanda’nın da Avrupa’yı tercih etmeleriyle Birleşik Krallık’ın sonu olabilirdi. Avrupa’dan ayrılmak, İngiltere’de çeşitli kesimlerin ekonomik çıkarlarıyla da çelişmekteydi.