Laik Cumhuriyet’in tüm ilkelerini, kavramlarını, kurumlarını,
uygulamalarını kötülemek, onları karalamak, AKP’nin değişmez
politikası olduğundan, öğrenci andı tartışmasını da
yadırgamadım.Öğrenci andını hedefe koymanın nedeninin genel
Cumhuriyet ve ulus devlet karşıtlığının bir parçası olduğunu
belirtmeye gerek bile yok.
Ulus ve ulus devlet kavramlarının insanlığın gelişme evrelerinden
biri olmasına karşın, bunlara dikkatli yaklaşmanın gerekli olduğunu
da belirtmek gerek.
“Ulus”un, ırk ve din gibi objektif ölçütlere dayandığı, objektivist
tanımının öne çıkarıldığı gelişmemiş toplumlarda, kendi ulusunu
herkesten yüksekte gören ırkçı tutkuların dürtüsüyle egemen olan
şovenizmin yolu sonunda faşizme kadar uzanır.
Bir de, varsayılan bir ortak geçmişten hareketle, aynı ortak
geçmişi paylaşan, ortak bir gelecek projesi etrafında toplanmış,
ırk ve din gibi objektif öğeleri reddeden, birlikte yaşama
iradesinin ürünü olan sübjektivist ulus kavramı vardır ki,
bireylerin iradi katılımı esasına dayandığı için aynı zamanda da
demokratiktir. İşte Cumhuriyet’in ulus ve ulus devlet kavramı da
budur ve o her türlü ırkçı mülahazayı reddeder, karşısında yer
alır.
Öğrenci Andı’nı irdelerken, bu gerçekleri göz önünde
bulundurmazsak, gereksiz ve saçma tartışmalar sarmalına
düşeriz.
*** İlkokuldan başlayarak yatılı
okuduğum Galatarasay Lisesi’nin ilkokulundada, Öğrenci Andı’nı
okumadık. Ama bu okulun temelleri Tevfik
Fikret’lere, Çanakkale şehitlerine kadar uzanan, fikri
hür, vicdanı hür, irfanı hür yurteseverlik geleneğini hiçbir zaman
gölgelemedi.
Öğrenci Andı’nın gündeme getirilmesi ulus karşıtı, ümmetçilerin,
Cumhuriyet düşmanlıklarının bir sonucu olmasaydı, burada, şu şekli
konunun üzerind...