28 Şubat davasıyla ilgili olan 17 Nisan tarihli yazım üzerine
kimi okurlarımdan aldığım “askeri vesayet” ile ilgili özetle,
Türkiye’de bir zamanlar rejim üzerinde askeri vesayet olduğu
gerçeğinin altını çizen, şimdi bu vesayetin kalkmasının iyi olup
olmadığını soran iletiler üzerine konuya bir kez daha değinmek
gereğini duydum.
Türkiye’de bir süre, rejimin askeri vesayet altında olduğu
gerçeğini kimse yadsımıyor.
Nasıl yadsısın ki! Yazarı, aydını, demokratı, sanatçısı öğretmeni,
öğrencisi, memur ve işçisiyle toplumun bütün kesimleri bu vesayetin
sillesini yemiş, zulmü altında inlemiştir.
Muntazam aralarla, gerçek anlamda demokrasi olmasa bile, kör topal
yürüyen demokrasi benzeri rejime müdahale eden askeri vesayetin
demokrasinin önünde bir engel olduğu ve o ortadan kalkmadıkça
demokrasinin yaşama geçmesinin imkânsızlığı yadsınamaz.
*** Üstelik uygulama göstermiştir ki
askeri vesayetin Cumhuriyetin kimi kazanım ve kurumlarının
korunmasına yönelik olduğu savı geçersizdir.
Örneğin toplumun bugün hâlâ, onun karşıtı bir iktidara karşı koruma
mücadelesini verdiği “laiklik” gibi Cumhuriyetin temel
kazanımlarının gerçek savunucusu Kenan
Evren benzeri darbeciler değil, halkın sivil laik
demokrasi bilincidir.
Askeri vesayetin kötü olduğu konusunda herkes aynı düşüncede
olduğuna göre daha fazla uzatmaya gerek yok.
Evet, askeri vesayetin tasfiyesi yararlıdır, özgürlük açısından
elzemdir.
Türkiye artık askeri vesayet rejimini aşmıştır.
15 Temmuz olayı bunun parlak bir örneğidir.
15 Temmuz darbecilerinin amaçlarına ulaşmamalarının ne...