Halide Edip Adıvar’ın önce 1923 sonunda Akşam
gazetesinde tefrika edilen, sonra 1926 yılında kitap olarak
yayımlanan “Vurun Kahpeye!” adlı yapıtı, aydınlanmacı, işgale
direnenleri destekleyen Aliye Öğretmen’in, nişanlısı kuvvacı Tosun
Bey’in, işbirlikçiler Hüseyin Efendi ile gerici köy imamı Fettah’ın
çevresinde gelişen olaylar aracılığıyla, Kurtuluş Savaşı
Anadolu’sunda, gericilik ile aydınlanma ve işbirlikçilerle
bağımsızlıkçıların savaşımını anlatır. Romanın anafikri, aydınlığın
gericiliğe üstün gelememesi halinde, “istiklal” savaşının da tam
anlamıyla zafere ulaştırılamayacağıdır.
Kitap, Tosun Bey’in de aralarında bulunduğu Mustafa
Kemal’in kuvvacılarının işgalci düşmanı yenmesiyle
sonuçlanırken, kuvvacıları destekleyen, aydınlanmacı öğretmen
Aliye’nin, başını Fettah’ın çektiği gerici işbirlikçiler tarafından
“Vurun kahpeye!” haykırışlarıyla öldürülmesiyle son bulur.
Zafer günlerinin iyimser ortamında yazılmış olmasına rağmen roman
geleceği görmüştür.
*** O günlerden bu yana, Türkiye’de
çok kez gericilik, aydınlığın üzerine saldırmış ve sonunda ülkemiz,
aydınlığın karanlığı yenememesi halinde bağımsızlık zaferlerinin
tam olarak amaçlarına ulaşamayacağının bir kez daha kanıtlandığı
diyar haline gelmiştir.
Artık Türkiye’de karanlık güçlere karşı aydınlığı savunanlar, hele
hele kadın iseler, “Vurun kahpeye!” avazeleriyle saldırıların baş
hedefi haline gelmektedirler.
Ülkemizde artık kadınlık başlı başına bir eksiklik, bir ayıp, hatta
suç muamelesi görürken, kadın haline bakmadan aydınlıktan yana
çıkış yapanlar, toplu linç saldırılarının baş hedefleri haline
gelmişlerdir.
Biat kültürünün aynı zamanda hem öznesi ve nesnesi...