Geçen gün gazetede sigara konusunda yeni yasaklar geleceğini
okuduğumda şaşırmadım. Çünkü Türkiye’de yasaklar normaldir; anormal
olan serbestliklerdir.
Yasakçı kafa, sorunlara çözümü yasaklar getirerek bulduğunu
sanır.
“Yassah hemşerim!” ülkesinde esas olan yasaktır. Oysa, çağdaş
dünyada, demokrasilerde esas olan serbestliktir.
Ama kamu güvenliği ve de yararının kaçınılmaz sonucu olan kimi
yasakların da olumlu sonuçlar verdikleri görülmüştür. Yeter ki
yasak istisna, serbestlik kural olsun!
Ülkemizde 2008 yılı mayıs ayında başlayan kamuya açık kapalı
mekânlarda tütün kullanılması yasağı bunlardan biridir. Yapılan
anketler, sigara içsin içmesin, kamuoyunun çoğunlukla uygulamayı
desteklediğini gösteriyor.
2008 Mayısı’nda, pipo tüttürmeme ve yasakları sevmememe karşın,
yine de bu yasağı destekledim. Çünkü, sigara içilen kamuya açık
kapalı mekânlarda tütün kullanmayanların da etkilendikleri ve pasif
içici konumuna düşerek sağlık açısından olumsuz bütün etkilere açık
oldukları bilinmektedir.
Bu durumda kimsenin kimseyi zehirleme hakkı olmadığından böyle bir
yasak doğrudur.
Dikkat buyurunuz, burada söz konusu olan, vatandaşın zehirlenmeme
hakkına yöneliktir, yoksa, vatandaşın sağlığını kendisine karşı
korumak değil.
*** Vatandaşı kendine karşı korumak
savında olanlar, faşist totaliter rejimlerdir.
Demokrasilerde, özünde kişinin özgürlüğünü savunmak için getirilen
yasakların keyfi olmaktan çıkarılması, ancak yasağın sınırlarının
gerekçesini aşmamasıyla mümkündür.
Olayımızda yasağın gerekçesinin başkalarını pasif içici konumuna
sokarak zehirlemekten men olduğuna göre...