1982 yılı, tutuklu olarak yargılanmayı bekliyoruz. Dönemin
buyurganı Kenan Evrenbir meydan bulmuş,
oturtmuş ortasına kürsüyü, televizyondan da yayımlanan nutkunda,
bizlere ve bizim gibi olanlara verip veriştiriyor:
- Kansızlar!.. Kansızlar!.. Kansızlar!..
Koğuşta onu dinleyen herkes sinirleniyor. Beni bir gülme tutmuş,
basıyorum kahkahayı. Aynı davadan tutuklu
olduğumuz Kemal Anadol çıkışıyor:
- Ne gülüyorsun? Adam bizi kastediyor, gülecek ne var!
- Elimde değil, kendimi tutamıyorum, diyorum, ilk defa bir devlet
başkanının anemi (kansızlık) teşhisi koyduğunu görüyorum
da...
Kenan Evren kan tahliline çok meraklıydı, birine kızdı mı hemen
teşhisi koyardı:
- Kansız!
Şimdi Kenan Bey’in yerinde olan Reis de aynı yöntemi uygulayarak
kan tahlili yapıyor ve teşhisi yapıştırıyor:
- Kanı bozuk!
Son olarak kanı tahlil edilen Almanya’daki Yeşiller’in
başı Cem Özdemir için de teşhis
aynıydı.
***
Türk sağı kan tahliline çok meraklıdır ve birçok konuyu kana dayanarak açıklar. O yüzden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bütün dünyayı şaşırtan, Almanların da hoş olmayan, sert cevaplarına yol açan kan tahlilci tavrının fazla üzerinde duracak değilim. Yalnızca, Alman parlamentosunun, ülkemizde büyük öfkeyle karşılanan, 1915 olaylarıyla ilgili kararı üzerine çeşitli kesimlerde oluşan kimi tepkilere değinmek istiyorum.