Cumhuriyet Vakfı Başkanı, gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazarı Alev Coşkun dün yayımlanan yazısında, Atatürk’ün partinin 1927 Kurultayı’nda yaptığı konuşmaya dayanarak, CHP’nin esas kuruluş tarihinin, 4 Eylül’de yüzüncü yıldönümünü kutladığımız, Sivas Kongresi olduğunu belirtiyor.
Bu sav kabul görürse, CHP de 100 yaşında olacak demektir.
Neyse, bu vesileyle, tarihimizde birçok açıdan çok önemli ve değişik bir yeri olan Sivas Kongresi (4-12 Eylül 1919) üzerinde biraz durmak istiyorum.
Alev Coşkun’un da söz konusu yazısında belirttiği gibi, Sivas Kongresi’nin en büyük özelliği, yerel ve bölgesel kongrelerden 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan TBMM’de taçlanacak olan ulusal kongre aşamasına geçişin ilk basamağı olmasıdır.
Yerel ve bölgesel direnişin ulusallaşmasında bu kadar önemli bir yeri olan Sivas Kongresi’nin bir başka özelliği de, katılanların sayısı bakımından, temsil gücü açısından zayıf olmasıdır. Kongreye beklenen temsilci 120 dolayında iken, gerçekte kesin olarak bilinmemesine karşılık, katılanların sayısı tahminen 31-38 arasında bir yerde kalmıştır. Bunların üçte biri de Mustafa Kemal’in yanında gelen heyetten son anda seçilmiş olanlardı.
***
Bülent Tanör’ün Kurtuluş Kuruluş adlı yapıtında belirttiği üzere, bu temsil niteliği zayıflığından Mustafa Kemal de rahatsız olmuştur. Buna rağmen Amasya Görüşmeleri ve Protokolü (20-22 Ekim 1919) sırasında İstanbul Hükümeti’nin temsilcileri de Sivas’ı Umumi Kongre olarak kabul ettiği ve Heyeti Temsiliye’yi tanıdığı için bu sorun da pratikte çözülmüş oldu.
Manda konusunda kapsamlı tartışmalara sahne olan Sivas Kongresi’nde en ilginç konuşmalardan birini de Mustafa Kemal ile birlikte gelen ve İstanbul t...