Amerika’yı ve Avrupa Birliği’ni bize düşman görmenin, düşmanmış gibi davranmanın Türkiye açısından pratikte hiç bir faydası yok. Üstelik zararı var.
Detaylı bir konu. Gelin adım adım gidelim. Öncelikle A&G araştırma şirketinin son kamuoyu araştırmasına bakalım. Buna göre Türkiye’de her 4 kişiden üçü terör örgütlerinin arkasında başka bir gücün olduğunu düşünüyormuş. “Hangi ülke?” sorusunun cevabı da açık ara Amerika olmuş. Amerika’nın oranı yüzde 80.3. Amerika’yı yüzde 45.1 ile İsrail, yüzde 34.5 ile AB ülkeleri, yüzde 22.9 ile dış güçler, yüzde 17.6 ile Rusya, yüzde 8.9 ile derin devlet, yüzde 8.3 ile İran takip ediyormuş.
Şimdi detaylara girmeye başlarsak. Politikacılar ve dahi devlet adamları, siyasi adımlar atmak veya muhattap ülkeye bir mesaj vermek istediklerinde, kendi ülkelerinin çıkarlarını en iyi savunabileceklerini düşündükleri şekilde keskin bir dil kullanabilirler. Bu bir siyaset yöntemidir. Örnekleri çok da sık bir şekilde görülür.
Ama bu söylemin halk içinde yoğun bir şekilde taban bulması ne Türkiye’nin iyiliğinedir, ne de halkın. Amerika’nın özellikle FETÖ ve Suriye’de PYD konusundaki tutumunun hiç de iyi olmadığı ve çok tepki çektiği aşikar. Ama böylesi grift ilişkiler içindeki iki ülkenin düşman kamplarda olamayacağı da ortada. Siyaseten Amerika’ya yaptığı yanlışları başı dik bir şekilde söylemek başka, düşman belleyip cephe açmak başka.