Mesela ben de TBMM’de, Fransa’da olduğu gibi zayıf mankenlere yönelik bir yasa çıkarılmasını istiyorum. Partilerin bu konuda görüşleri olmasını, hatta tartışmalar yapılmasını.
Veya, yemeklerdeki yağ oranları, cilt bakımı, kadın kuaförlerinin sorunları, kent mobilyalarının rengi, bilgisayar oyunları ile ilgili şiddetli içeriğe sahip oturumlar izlemek istiyorum.
Derdim bu konuların çok önemli olması değil. Bu konular, son derece sıradan olmasından dolayı ilgimi çekiyor. Seçimdi, referandumdu, ekonomiydi, terördü, savaştı, Amerika’ydı, CHP’ydi, köşe yazarı kavgasıydı derken ‘normal’ veya ‘sıkıcı gündem’ özlemi içine girdiğimi fark ettim.
Bildiğiniz gibi Fransa'da 'aşırı zayıf' mankenlerin çalıştırılmasını yasaklayan bir yasa yürürlüğe girdi. Buna göre mankenler eğer sağlık raporu alamazlarsa işlerini yapamayacaklar. Yani doktorlar kilo ve vücut şekillerine bakarak mankenlerin podyuma çıkıp çıkamayacağına karar verecek. Bu yasa Fransa’da seçimlerin olduğu dönemde uygulanmaya başladı. Yani çarşı pazar karışıkken.
Buna göre sağlıksız derecede zayıf manken çalıştıran işverenlere altı aya kadar hapis ve 75 bin Euro’ya kadar para cezası verilebilecek.
Yasanın gerekçelerinden biri sağlık falandı ama, asıl gerekçe ‘ulaşılamayacak güzellik idealleriyle' mücadele idi.