Hürriyet’den bahsediyorum. Bir şey yapacak oldu kimseye yaranamadı. Böylesi bir zamanda, böyle bir şekilde kaynak belirtmeden haber yapılmaya kalkılırsa olacağı bu. Hadi yaptınız, o başlık ne Allah aşkına. Buram buram geçmişin hatırlamayı bile istemediğimiz günlerindeki gibi kokuyor.
Anlaşılan Hürriyet’in kimyası bozuldu. Hande Fırat gibi 15 Temmuz gecesinin işini en iyi yapanlardan birini bile yerle bir ettiler. Her sıkıntı yaşadıklarında onun adını öne sürüyorlardı. Artık kimse onun adının ardına saklanamayacak anlaşılan.
Yapılan haber belli ki, aslında Genelkurmay kaynaklı. Çünkü şimdiye kadar Genelkurmay’dan bir açıklama gelmedi. İki satır bile “Bizim görüşlerimizi yansıtmamaktadır” falan denmedi. Hatta bırakın yalanlamayı hafif bir eleştiri bile yapılmadı. Bu durum da birilerinin süratle lafı dolandırmadan sorumluluğu kabul etmesi gerekiyor. (Hürriyet yoğun eleştiriler üzerine daha sonra kaynak belirtti. Asker olduğu kesinleşti. Asker “Ben değilim” demedi (Ama yine isim yok).
Hürriyet muhtemelen Genelkurmay’ın kendisine yönelik, bolca da muhalifler tarafından dillendirilen iddialar üzerine bir haber yaptığını düşünüyordu. Belki de muhaliflere “Çaktıklarını” zannetmiş bile olabilirler. Ama satır araları, askerlerin basın açıklamalarıyla “Ayar” verdiği günlerdeki gibi. Seçilmiş siyasi otoritenin kimi faliyetlerini düzenlemeye çalışıyor. O yüzden herkesin tüyleri diken diken oldu.