Yıl 1988. Yer, Batı Şeria’nın Ramallah kenti girişinde yaklaşık 15 bin Filistinlinin yaşadığı Amari mülteci kampı. İsrail askerleri saldırıyor. Onlarca kişi direnmeye çalışırken vuruluyor. Filistinlilerin tek silahı yerden topladıkları taşlar.
En önde çocuklar. Kendilerini anne babalarının, abilerinin önüne atıyorlar. Öfkeli çocukların elindeki o taşlar bir döneme damgasını vuruyor. Filistin direnişinin bayrağı oluyorlar.
İşte bu fotoğraf tam da o zaman çekiliyor. Remzi Aburedwan 7-8 yaşında. Topladığı taşları İsrail askerlerine atıyor. Yüzünde hiçbir korku emaresi yok. Bu fotoğraf kısa sürede bir sembole dönüşüyor.
Küçük Remzi’nin müziğe olağanüstü yeteneği var. Bir göçmen kampının çamurlu sokaklarında, yokluğun içinde bile olsa yeteneği kısa sürede fark ediliyor. Bir müzik bursu kazanıyor.
Columbia Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı eğitimi veren Filistin asıllı Hristiyan, ünlü düşünür Edward Said’in dikkatini çekiyor. Amerika’nın Filistin politikalarına sıkı bir muhalif olan Said, artık çocukluktan çıkıp gençliğe adım atan Remzi’ye destek oluyor. Remzi onun yardımı ile Fransa’da müzik eğitimi görüyor. 21 yaşında ise doğduğu yer olan Ramallah’a dönüyor. Eski bir Osmanlı evini restore edip bir de müzik okulu açıyor.
Tel Aviv’de barış için oluşturulan doğu-batı divanı orkestrasında 3 yıl müzik yapıyor. Tanınmış bir müzisyen oluyor. Ama hep barış için çalışıyor.