Biri, bir provokatör tutsa. Ona da dese ki: “Kardeşim. Bu ülkeyi karıştır da nasıl yaparsan yap. Öyle birşey yap ki, insanlar arasında fitne çıksın. Sen-ben diye ayrılsın. Öyle birşey yap ki, biri diğerinin hayatına müdahale ediyor gibi olsun. Öyle birşey yap ki, turizmi dursun, çarşı pazar karışsın, ekonomi sıkıntı çeksin.”
İşte bu durumda yapılacak şey, olsa olsa “Yılbaşı kutlayan Müslüman değildir” kampanyası olurdu her halde. Sokakta dövülen noel baba figürleri, kafasına silah dayanan gariban Noelcikler, Twitter’da abuk-subuk laflar.
Bu kampanyalar ile katliam arasında doğrudan hiç bir illiyet olmadığını düşünüyorum. Bu kampanyalar yapılsa da bu terörist “işini” yapacaktı, yapılmasa da. Ama ortaya çıkan sonuç, ortalama bir insanın kafasında ister istemez bağlantı kurulmasına yol açıyor. Belki de teröristler en azından Türkiye’de yaptıkları katliamı “hoş karşılayabilme” ihtimali bulunan insanların olduğunu zannediyor.
Sokakta kimileri akıllarınca elde silah gösteri yapıyorlar. Akıllarınca kim Müslüman, kim değil kendilerinin belirleyebileceğini zannediyorlar. Kimin Müslüman olup, kimin olmadığını belirlediğini düşünen en önemli akım Tekfircilik değil mi? İslam’da büyük sorunlar çıkaran, bugünkü DEAŞ’ın tohumlarını atan. DEAŞ da kimin Müslüman olduğuna karar verebileceğini düşünmüyor mu? Onlara göre zaten neredeyse tüm Türkiye Müslüman değil. O yüzden bize karşı eylem yapmıyor mu? Ellerinden gelse ilk bizim yöneticilerimizi öldürürler.