O kadar sıkıntılı bir şeydir ki, adı bir kez anıldı mı kafesinden çıkmış kuş gibi olabilir. Herkes delikanlılığını bozmamak için harekete geçer.
Bir anda restleşmeler havada uçuşur. “Hadi, hemen” bağırışları sarar ortalığı. Adını söylememem de bu yüzden.
Önce Sn. Devlet Bahçeli dile getirdi. Ardından kim varsa tıpkı dediğim gibi harekete geçti. İktidar partisi, Ana muhalefet partisi. Aklınıza kim gelirse.
Ama, onun ülkeye hele bu zamanda hiç bir faydası olmaz. Belli ki Sn.Devlet Bahçeli kendi milletvekillerini uyarmak için böylesi bir laf etme gereği duydu. Ama “Delinin aklına taş getirmek” derler ya, işte ona benzer bir durum oluşur. Bunun bir örneği af ve bedelli askerlik söylentileridir. Başlangıçta bir söylenti çıkar, sonrası çık işin içinden çıkabilirsen.
Şu anda ‘O’na ihtiyaç yoktur. Ekonomide birbiri ardına alınan önlemler, doların durumu, sınır ötesi çatışmalar. Bizim istikrara ihtiyacımız var. Böylesi devasa bir organizasyon sadece yapılacak işleri geciktirir, ekonomide “dur bakalım hele” duygusunu oluşturur.
“Sonucu zaten belli. Ne var ki?” diyebilirsiniz. Ama yüzde 5’i beklemeye sevketse, bu bile sıkıntı yaratır.
O yüzden en iyisi hiç adını anmamak. Zamanı gelince zaten olacak.
BU KADAR İNSAN NE YİYECEK?
Eski günlerde öğretmişlerdi. Türkiye kendi kendine yeten birkaç ülkeden biri diye. Ama anlaşılan ya yalanmış, ya da abartı.
Şimdilerde ise gıda enflasyonu ile uğraşıyoruz. Çünkü üretimimiz tüketimimize yetmiyor. Eğer gıda sorunumuzu çözmez isek bizi hiç de iyi günlerin beklemediği aşikâr.