Telefonuma bir mesaj düştü. Uzun süredir görmediğim, yurtdışında yaşayan bir yakınım ile ilgili. Gönderen bir avukatlık bürosuydu. İddia o ki, Türkiye'nin dev şirketlerinden birini temsil ediyordu. Kısaca şöyle diyordu: "Şu isimdeki kişinin bize borcu var. İcra takibi başlattık."
Başlangıçta dolandırıcılık zannettim. Öyle ya olsa olsa bu yöntemi dolandırıcılar kullanırdı. Konunun benimle hiç bir ilgisi yoktu. Üstelik bir başkasının borcundan dolayı, konuyla ilgisi bulunmayan birine bilgi vermek de ciddi bir sıkıntı idi. Üşenmedim aradım. Gerçekten bir avukatlık bürosu idi. Anladığım yakınım bu "dev" şirketten bir abonelik almış yurt dışına yerleştiği için bu aboneliği iptal ettirmemişti. Karşıma çıkan sorumlu kişiye sordum: "Hanımefendi. Mali bilgileri hiç alakası olmayan bir kişiye iletmek hukuksuz değil mi?" Bir süre hiç bir cevap veremedi. Sonra biraz tekleyerek, Sms'i dikkate almamamı belirtti. Ben ısrarcı oldum. "Benim telefonumu nereden buldunuz?" diye. Cevabı şaşırtıcıydı. Meğer borçlunun bütün yakınlarına mesaj gönderip aramışlar. Yılmadım devam ettim: "Anlaşılan elinizde nüfus kayıt bilgileri var. Yani son derece gizli olması gereken bilgiler. Bu yasadışı değil mi?" Tabii ki cevap yok.
Dedim ya, kararlıyım. Telefonu kapattıktan sonra İstanbul Barosu'nun internet sitesinin şikayet bölümüne girdim. Orada da gördüm ki, avukatlarla ilgili şikayetler mail veya telefon yolu ile yapılamıyormuş. Islak imzalı dilekçe vermeliymişim. Üstelik araştırma için de bir ödeme yapmalıymışım. Anlayacağınız "Çile bülbülüm çile" durumu.