Alican Değer Yeni Birlik Gazetesi

Maaşlı damızlıklar

İzdivaç programlarının kaldırılması konusunda ortalık toz duman. “KHK ile kaldırılır mı kaldırılmaz mı” tartışması sürüp gidiyor. Ama asıl gözden kaçan başka bir...

23 Mart 2017 | 541 okunma

İzdivaç programlarının kaldırılması konusunda ortalık toz duman. “KHK ile kaldırılır mı kaldırılmaz mı” tartışması sürüp gidiyor. Ama asıl gözden kaçan başka bir şey. Önemli olan kaldırılırsa hepsi bir anda kaldırılabilir mi?

Anlatayım: Öncelikle yapılacak bir programın insan onuruna uygun olması gerekiyor. İnsanın, ailenin aşağılandığı, küçültüldüğü bir program türü, adını ne koyarsanız koyun doğru değildir. İster aile kurmak için yaptığınızı iddia edin, isterseniz dünya barışına hizmet ettiğinizi. Önemli olan insan onurunun yok edilip, edilmemesi.

Evet başlarda bu programlar “Aile kurmak” gibi yüce bir kavrama sarılmıştı. İlk bakışta ne güzel değil mi? Ama iş ilerleyip, rekabet kızışınca her zaman olan oldu. İşin b. çıktı. Sahte damat ve gelin adayları, profesyonel yalancılar programcılar ve tabii kanalların yöneticileri el ele verip ortaya amorf bir yapı çıkardılar. Toplumun yapı taşlarının bir bir tahrip edildiğinin farkında değil misiniz? Ortalama ahlakın çıtasının bu programlar yüzünden nasıl düşürüldüğünü anlamıyor musunuz? Görmüyor musunuz? Bu kadar mı kör oldunuz? Bu kadar mı gözünüzü hırs bürüdü?

Sadece bir stüdyoda toplananlar değil, damızlıklar gibi bir evin içine toplanılan programlar da bu işin bir parçası.

Gelin transferi mi istersiniz, sahte kavgalar mı, bir türlü kimseyi beğenmeyen aslında işsiz damat adayları mı, maaşlı konuklar mı? Açıkça konuşalım. Bugün televizyonlarda yapılan tüm televizyonlardaki, tüm evlilik içerikli programların konusu olan kişilerin hepsi sahtedir. Hepsi maaşlı elemandır. İsterseniz bir stüdyoya koyun, isterseniz bir evin içine tıkın bu iş sahtedir. Sorun da buradan çıkmaktadır zaten.

Bu sahte gelin-damat adayları program editörlerinin “Şimdi kavga çıkar” veya “Şimdi barış” direktiflerini uygulamaktadırlar. Sonuçta toplumun maalesef “Hastalıklı” olana eğilimi yüzünden de izlenme payları artmaktadır. 

Televizyon ahlakı açısından bu yanlıştır. Bunlar kurgu programlar olduğu halde gerçekmiş gibi verilmektedir. Allah aşkına hangimiz çevremizde bu tipleri görüyoruz. Hangimiz böyle kurulmuş aileler biliyoruz. Bu iş tıpkı bir tiyatro gibi kurgudur. Bir senaryosu vardır ve gerçek gibi sunulmaktadır.

Bu programları belki sahte oldukları belirtilerek yapılabilirdi. Ama işlerine gelmedi. O zaman izleyicilerin kanmayacağı düşünüldü. İş şimdi milyonluk cezalara, KHK’lara kadar geldi.

Bu işi televizyon yöneticileri yönetemedi. Beceremediler. Üzerlerindeki başarı baskısı yüzünden saçmalamak zorunda kaldılar. Bu kanalların sahipleri gelen milyonluk cezalar karşısında ne düşünüyorlar merak ediyorum. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sahte iltica 09 Nisan 2018 | 681 Okunma Sadece bilet parası yetmez 03 Nisan 2018 | 587 Okunma Ülke batsın ki bana yer açılsın 02 Nisan 2018 | 469 Okunma Türkiye kadar taş düşsün başınıza 26 Mart 2018 | 354 Okunma Milliyet ikinci kez Hürriyet'i alıyor 23 Mart 2018 | 1.040 Okunma