Yan mahallenizde oturuyor diye düşünün. Ama sizin evinize doğru sürekli taş atıyor. Komşuları falan da var. Kendisinin eti-budu olmadığı için onlara güvenip size dayılanıyor. “Bizim mahalle tarafına giremez. Buralarda yeri yok” deyip duruyor. Aklı sıra aşağılıyor, küçümsüyor.
Avusturya’dan bahsediyorum. Avrupa Birliği içinde, ortak olmanın güveniyle hareket ediyor. Hemen her tartışmada üstüne vazifeymiş gibi öne çıkıp ilk taşı atanlardan oluyor.
Sonra, fark ediyor ki, dayılanmak tamam da, korunması da lazım. Bunun için de bizim de içinde bulunduğunuz NATO’nun kendisini korumasını hayal ediyor. Ama kendisi NATO’ya üye değil. Biz kanımızla, canımızla, şehidimizle, darbelerimizle, hala içimizden sökmeye çalıştığımız gladio ile NATO üyesi iken o oluşturulan yan organizasyonlarla entegre olmaya çalışıyor. Biz onu engelleyince de bağırınıyor: “Gelecekteki misyonlarımız tehlikeye girer.” Sanki dünyayı kurtardı.
Yahu insaf. Yahu ayıp. Yahu utanın. “Benin çocuğum senin için niye ölsün arkadaş?”
Olay şu: Batılılar şimdi Türkiye’nin NATO’da ortak eğitim programlarını bloke ettiği açıklamaları yapıyor. Onlara göre sebebi Avusturya. Haberlerde çok derine girilmiyor. Anlaşılan bu “Ortak Eğitim Programı” NATO üyesi olmasa da bazı ülkelerin sanki NATO’daymışçasına yan masada oturdukları bir sistem. Bayağıdır da var. Yani Avrupa Birliği’nin bize önerdiği, “Üye değilsin ama, gümrük birliğindesin” durumunun bir benzeri.