Adam zaten adı üzerinde, profesyonel futbolcu. Yani emeğinin karşılığını alıyor. Ne yaptı yani? Nedir bu sersemce tantana? Sanki bunca yıl çok kötü oynadı da, sırf siz sevdiniz diye takımda kaldı öyle mi?
Fanatik futbol taraftarlarını hiç anlamayacağım. Sanki birileri böyle zamanlarda gözlerine mil çekiyor. Hiç birşey görmüyorlar.
Fenerbahçe izleyicisinin Gökhan Gönül’e olan tavrından bahsediyorum. Terk edilmiş eş gibi davranıyorlar, “Beni nasıl bırakır gider” diye bağırınıyorlar. Sanki adam (Veya kadın) gitti başkasıyla evlendi, yeni eşini koluna takarak karısının mahallesine geldi evinin önünde tur atıyor.
Bir profesyonel futbolcu, takım değiştirdi diye “Hain” oluyorsa, yabancı bir takıma transfer olduğunda “Vatanı mı satmış olacak” yani?
Bir futbol takımına istediğiniz anlamı yükleyin, hatta zorlayın, hatta saçmalayın, hatta ve hatta hayatınızın en önemli unsuru yapın, yine de Gökhan Gönül’e olan bu tavırların 10’da birinin makul görüneceği kadar bir gerçeklik yaratamazsınız.
Söylediklerim her takımdan bütün fanatik taraftarlar için geçerli. Anlamalılar ki bu bir profesyonel ilişki. Diyelim ki bir futbolcu var kötü oynuyor ama takımını çok seviyor. Bu ilk 11’de yer almasına yol açabilir mi? Tabii ki hayır. En başta kendiniz bağırırsınız. Pekiyi tersi olsa: Kesinlikle oynar.
Hesap bu kadar basit.
“Biz bağıralım. Moralini bozalım. O da kötü oynasın. Belki maçı kazanırız” diye düşünülüyorsa da çok yanıldıkları ortada. Bu tavırların tam tersi sonuç doğuracağı açık değil mi?
Bugünlerde çok daha önemli konularda tavırlar gösterilir - gösterilmesi gerekirken, konuştuğumuz şeylere bir bakın Allah aşkına.