Gerçekten de şarkıdaki gibi. “Ateşe benzerdi, küle dönmüş.” “İstanbul’un en pahalı, en popüler yeri neresidir?”dediğinizde, bu sorunun birden çok cevabı vardır. Ama kaç yer sayarsanız sayın, bunlardan biri mutlaka Nispetiye Caddesi’dir.
Etiler-Levent-Hisarüstü’nü birbirine bağlar. Ak Merkez’de onun üzerindedir, tanınmış lokantalar-mekanlar da. Veya lokantalar için geçmiş zaman kullanmalıyım.
Bu cadde o kadar popülerdi ki, kiralar dolar ile belirlenirdi. Bir çok ünlü yiyecek içecek markası-işletmesi burayı mesken tutmuştu.20-30-40 bin dolarları aşan kiralar yüzünden esnaf artık dayanamamış anlaşılan. Maalesef terör olayları da bunun üzerine tuz-biber eklemiş.
Bu aralar Nispetiye Caddesi’ne gittiğinizde şaşıracaksınız. Çünkü benim için öyle oldu. Caddenin başından itibaren, çok ünlü bir Japon lokantası, onun biraz ilerisinde bir başka lokanta zincirinin şubesi, onun biraz daha yanında çok çok ünlü 40 senelik bir gece kulübü, altındaki cafe, onun yanında yine zincir bir pastahane ve adı artık eğlence dünyası ile özdeşleşmiş bir işletmecinin iddialarla açtığı büyük para gömdüğü bir lokanta.
Hepsi kapanmış. Cadde ıssızlaşmış. Her birinde en az 25 kişi çalışsa. Gerçekten vahim.
AVM’lerde de benzer bir durum var. Dolarla belirlenen kiralar artık taşınamıyor. Diyelim ki kurumlar bu kadar kirayı ödedi, parasını kimden çıkaracak? Bizden. Artık kimse sırf AVM’de yer alıyor diye bir ürüne daha fazla para vermez. Hele internet devrinde.
O yüzden kimi kesimlerin aklını başına toplaması lazım. Anormal paralar kazanmaya çalışan mülk sahipleri farkına varmalılar ki, dükkanlarının bir ay boş kalması zaten yüzde 8’i aşkın zarar oluşturur. Bunu fiyattan indirseler hem esnaflar rahatlar, hem vatandaş.